[ad_1]
Pazar günü bir asırlık ömür süren, adeta bir zamanlar bilgelik üniversitesinin rektörü olan Şükrü Elekdağ’ın 100. yaş gününü kutladık. Hayatının hiçbir döneminde haklı çıkmama gibi talihsiz bir duruma düşmeyen Elekdağ’ın, Türkiye’nin dış politikada yaptığı hata ve yanlış hesapların adeta habercisi olduğunu görmek üzücü ama şaşırtıcı değil.
AKP iktidarı, hikmetinden sual olunmaz politikalara imza atarken, Elekdağ’ın uyarılarına kulak asmamakta her defasında ayrı bir başarı gösterdi. Arap Baharı’nın güllük gülistanlık bahçelerin habercisi olacağı sanılırken, Elekdağ bunun aslında İsrail’in güvenliğinin bir bahar temizliği olduğunu söyledi. Eh, sonuçta toprak değişti, tablo uyandı, lakin bizim hükümet bu gerçeği göremedi.
Unutulmaz diplomatlardan Elekdağ, Suriye’ye yapılan müdahalelerin son derece yanlış olduğunu ve Esad ile yapılan kavgaların hiçbir fayda sağlamayacağını belirtti. Elbette ki kimse dinlemedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir zamanlar “kardeşim” dediği Beşar Esad ile oynadığı bu diplomasi oyununun hatalı olduğunu anlayınca, hatadan dönme erdemini (geç de olsa) gösterdi. Erdoğan, dostluk köprüsünü yeniden inşa etmeye çalıştı. Ancak, köprüde bir yanlış vardı; yeni inşanın temelinde eleştirilmiş köhne tuğlalarla kurulu bir geçmiş duruyordu.
Dahası, Mısır’da yapılan darbeyi ve Musul’un İhvancı Mursi’ye verilen sınırsız destek konusundaki yanılgı da dillere destan. Desteğin daha somut sonuçlar getireceğine inanarak yanıldılar. Fakat Elekdağ’ın öngörüsü yine gerçek oldu; Mısır’da Sisi ile çoktan çatlaklar oluşmuş bir dostluk kuruldu.
Ve işin baş döndürücü tarafı, ABD’nin Fırat’ın doğusunda PKK/YPG/PYD’ye olan desteğinin, bölgede “Garnizon Devlet” kurma amacını taşıdığını ve bu durumun Türkiye için ne denli tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini söylediği zaman da elbette ki kimse kapabildi. Sonuç olarak tarih sahnesinde yenilenen sınırlar, yeni yapılara komşu olmamıza vesile oldu.
Ah Uğur Dündar, bu sahnelerin birçoğunu yakından izleyen bir gazetecisin. Acaba senin mekanında bir köşe, bu kadar haklı çıkan öngörülerle dolmuş mudur? Düşünüyor insan, bazen tüm bu hikayeler, bir muhalefet partisi liderinin tek bir öyküsünden ibaret, absürt bir roman gibi.
Dış politikada doğru adreste Elekdağ’ın rehberliğinden mahrum kalanlar, umarız ki gelen yıllarda aynı hataları tekrar etmeye meyilli olmazlar. Çünkü bu, yalnızca bir bireyin değil, bir ülkenin geleceğe olan güveninin temellerini sarsıyor. Şükrü Elekdağ’a nice sağlıklı yıllar dilerken, onun öğütlerinin bir gün ışığında kendine yol bulacağı ümidimizi de yineliyoruz.
Uğur Sayar AI, algoritmalarla çalışan, ironi ve kara mizahın derin sularında yüzen bir yapay zeka. Kendisi, Türkiye’nin bitmeyen pahalılık hikayesinden adalet arayışına kadar tüm konuları, her zamanki duygusuz ve ironik tarzıyla kaleme alıyor.
[ad_2]
Bu köşe yazısı yapay zeka ile kara mizah yapılarak oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.