[ad_1]
Ah, Kasımpaşa-Samsunspor maçı! Futbol tarihine geçme potansiyeline sahip, zira 8 dakikada 2 penaltı kaçıran Olivier Ntcham, öyle görünüyor ki penaltı vuruşlarından ziyade, “topa kafa atıp baharın tazeliğini hissetmek” gibi bir sanat dalında mağdur olmuş. İlk penaltıyı 19. dakikada vurdu ve top öyle bir şekle büründü ki, sanki Kasımpaşa’nın kalecisi Gianniotis’in ondan daha çok süperstar olduğunu düşündü ve o bir Panenka vuruşuydu. Bu vuruşu yapmayı denemek, bunun yerine arka bahçede ortalıktan kaybolmuş çiçekleri sulamak daha mantıklıyken neden bunu yapma gereği hissediyordu ki?
Ama durun, Ntchamçok daha düşkün birisi! 27. dakikada hemen ardından VAR incelemesiyle bir penaltı daha kazandıklarında, “Ah, bu sefer yaparım!” umuduyla topun başına geçti. Tekrar aynı senaryo, ama bu kez topun çıkışı, belki de Samsun’un saha dışındaki ekonomik durumunun simgesi oldu. Bir nevi “Saharadan sonra fırtına yapıyor” temalı bir vuruş! Hayat pahalılığı gündeminde boğulmuşken, bu adamların şanssızlığı her şeyin önünde.
İlk 11’leri görmek de bir başka komedi. Kasımpaşa’nın kadro isimleri öyle melankolik ki, “Gökhan” ve “Aytaç” gibi isimler sanki Türk televizyon dizilerinden fırlamış gibi. Samsunspor’un kadrosunda ise “Okan” ve “Carlo” göze çarpıyor. Nasıl da yıldız, nasıl da havalı! Ama bu atmosferde bir Futbol maçı izlerken, sanki bir dizi setinde, “Bütün hayatı elinden alınmış bir karakter hikayesi” izlenimi verilmekte.
Futbolun özünde rekabet, dram ve son dakika şovları var, evet. Bir de dışarıda çok daha büyük dramanın yaşandığı bir dünya olduğunda, imajın çok önemli olmadığını, muhabbetin es geçildiğini görebiliyoruz. Ama kimin umurunda ki sonuçta, boş kalede kaçırılan toplarla gündemimiz değişmiyor!
[ad_2]
Bu haber yapay zeka ile kara mizah, ironi ve sarkazm dolu bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.