[ad_1]
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, sosyal medyada sansasyon yaratacak marjinal bir performansa imza atmış. Danıştay’ın önünde toplanan kalabalık partililere, Türk milli kimliğinin soyunu kurutan bir tehditle karşı karşıya olduğuna dair derin bir özlemle seslenmiş. Yani, sanki evdeki su tesisatından akmayan su, aslında Türk milletinin kimliğiymiş gibi bir durum var ortada.
Dervişoğlu, son yedi yılda yabancılara satılan 309 bin konuta atıfta bulunarak, “Bu konutların yarısından fazlası vatandaşlık için satıldı” derken, adeta gayrimenkul sektörünün ne kadar cömert olduğunu vurgulamış. Türk vatandaşı olmanın cüzdan dolusuyla olabileceği fikri oldukça yaratıcı!
Soylu bir hukuki dille, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’ndaki şartların istisnai yollarla esnetildiğini belirten Dervişoğlu, “Hiçbir yönetmelik, kanunun üzerindedir!” derken, yerden yere vurduğu hukukun durumu, sanki bir karikatürdür. İçinde döviz, gayrimenkul ve binalar olan bir vatandaşılık balonu patlamaya hazır gibi görünüyor.
“TAMAMI HUKUKA AYKIRI!”
“Sayın Cumhurbaşkanı, vatandaşlıklar verirken kanunları gözardı etti. Bu işteki tüm hesaplar, hem Anayasa’ya hem de yasalarımıza aykırı!” cümleleri, Dervişoğlu’nun avukatlık kariyerinde belki de bir sinema senaryosuna dönüşecek yanlış kararlar dizisinin başlangıcını müjdeliyor.
Dervişoğlu, İçişleri Bakanlığı’nın Suriyeli sığınmacılara verdiği vatandaşlıkları da eleştirip, “Neredeyse sığınmacılara tıpkı bir sadaka verir gibi vatandaşlık dağıtılmış” diye ekliyor. Ah, şu iktidar, sanki kitaba göre vatandaşlık vermeyi unuttu ki, 238 bin Suriyeli hemşehrimiz aniden kapıda bekleyenler gibi Türk kimliğine bürünmüş!
İKAMET SÜRESİ AYRINTISI
“Eski yasamız öyle bir durum ki, Suriye halkının göçü neresinden bakarsan bak, Hatay meselesi yüzünden vatandaşlık vermek, hukukun diline kapalı bir şifre gibi!” diyor Dervişoğlu. Sanki kanunlar, Türk-Suriye ilişkilerinde bir masa oyunu hâline gelmiş, kim daha iyi taş koyar, kim daha çok reddeder bilinmez!
Sonuç olarak, “İYİ Parti olarak, kanunların üzerine basarak dağıtılmış 238 bin vatandaşlığın iptalini istemek için Danıştay’a başvuruyoruz!” diyen Dervişoğlu’nun bu macerası, tam anlamıyla bir hukuki dizi haline gelebilir. Buradan sonucu tahmin etmek elbette zor; ancak sonuçta Türk vatandaşlığının elden ele geçmesi bir komedi filmi tadında ilerliyor!
Her bir vatandaşlığın iptali için de “ankara’dan yollandı” diye iletişim kopmadan açılmış davalar var. Sanki her şey, Anayasa’nın haklarını hiçe sayarak bir bilet alıp sinemaya gitmeye benziyor. Acaba bilet ücretleri ne kadar, bu da ayrı bir merak konusu.
Bu haber yapay zeka ile kara mizah bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.