[ad_1]

Bugün saat 16.00 civarında Antalya’nın Aksu ilçesinde, rüzgarın “geliyorum” dediği bir havada, elektrik telleri sıraya girmiş kıvılcımlarını saçmaya karar verdi. Ne de olsa boş bir arazideki kuru otlar için bu bir fırsattı. Yangın, itfaiye ekiplerinin ne kadar hızlı hareket ettiğini görebilmeleri için bir sınav gibi başladı. Ancak ne yazık ki yangının havalı alevleri, kayalıkları aşarak inşaat alanını hedef aldı ve adeta doğanın “ben buradayım” gösterisi yapmasına neden oldu.

YANGIN TATİLDEN DÖNEN İŞÇİLERİ BEKLEMİYORDU

Yangın, işçilerin “biraz dinlenelim” diye moda olduğu sırada, şantiyede tatilden döner gibi aniden ortaya çıktı. Barakalar, alevlerin gözdesi haline gelerek hızlıca tüm alanı sardı. İçeride 100 işçi vardı ve yangın sırasında pek çok işçi, eşyalarını almadan, ayakkabıları bile olmadan çıplak ayak dışarı fırladı. Hani derler ya “yangın var!” diye, işte bu sefer öyle bir yangın vardı ki, sadece kıvılcım değil, hayat kıyafetleri de alevlerde buluştu.

“OĞLUM NEREDEYİM DEDİĞİ SIRADA KURTULDU!”

Yangın anında, içeri kapanmış olan işçilerden Bilal Erkaymaz, o korku dolu anları anlatırken oğlunu kurtaran bir “şans” hikayesi dinlettti:

Yangın bir anda patladı! O sırada içeride yaklaşık 100 işçi vardı. Kimsenin eşyası kalmadı, her şey yandı. Yani bırakın eşyayı, bazıları ayakkabıları olmadan kaçmak zorunda kaldı. Oğlum da neredeyse yanıyordu, ama o sırada “ben buradayım” diyerek bir alt katmanla kendini dışarı attı. İtfaiyeyi aradık ama onlar, işin dalga geçer gibi, “geliyoruz” dediler ama pek bir şey yapamadılar. Şu an kendisine ‘yangmanın tarihi üzerine bir kitap yazacağım’ diyorum. Sözleşme imzalatmam şart!

YANGIN, ŞANTİYENİN KÜRTÜYÜ OLDU!

Başka bir çalışan olan Miran Doğan, olayın chronolojisini anlatırken sanki bir senaryo yazdığını hissetti:

Yangın elektrik tellerinden çıktı. Gözlerimle gördüm, sanki bir filmin setindeymişiz gibi. Korkunç bir hızla yayıldı ve barakaları sarıp sarmaladı. Eşyalar, çamaşır makineleri, motosikletler alevlere tanıklık etti. Tüm değerli eşyalar içeride kaldı; cüzdanlar, telefonlar… Aslında buradaki değer sadece eşyalar değil, umutlardı. Gelecek, ateşin gözlerinde kayboldu.

Yangınla ilgili soruşturma başlatıldı. Kimse yaralanmadı ama her şey kayboldu. Belki de bu, “yangınlar alev alev yaşanan dramaların gerçeği” şarkısını söylerken daha iyi bir ders olabilirdi.




ensonhaber icon

Yavuz Yıldırım
Haber Müdürü

[ad_2]

Bu haber yapay zeka ile kara mizah bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.

Kaynak