[ad_1]
Sahnelerin birçok siması var ama hiçbiri Örümcer kadar talihsiz olamaz! Evet, doğru duydunuz, yolda yürürken düşüp ayağını kıran sanatçımız, düşme yeteneğiyle adeta bir performans sanatçısını aratmadı! Küt diye yere çakılırken çevredeki vatandaşlar, “Vay be, bu da ne kadar dramatik!” demekten kendilerini alamadılar. Tabii ki ambulans çağırmak da cabası; Örümcer’in acı dolu melodramına bir “yardım” sahnesi eklenmeden bu hikaye tamamlanamazdı.
Hastaneye kaldırılınca, muhtemelen podyumdan farksız bir doktora aşık olacak gibi gözükmesine neden olan bacak alçısı ile tanışma anı geldi. “Ayak kesilebilir mi?” sorgulamasında buldu kendini. Sanatçının bu talihsizlikle iç içe geçmiş yaşam sorunlarına karşı duyulan derin hayranlıkla, “Acaba toplumda kesin olarak ayak kesilmeden kurtulmanın bir yolu var mı?” diye düşünmeyi ihmal etmedik; ne de olsa bu aydınlanmanın yapılan sanatçı konserinde ne kadar katkı sağladığını da düşünmek lazım değil mi?
İşte ruhsal gücünü sınıyor, “Ne yapacağım ben?” diye feryat eden Örümcer, çağrıda bulunduğu gazeteciye seslenip yardım istemekle kalmadı, aynı zamanda herkesin içinde yaşadığı dramın sahne arkasındaki performasını ortaya koydu: Yaşam şu an o kadar zor ki bir bacak kaybetmek bile kronik dertlerimize tuz biber ekti.
Öte yandan, Türkiye’nin fiyatları havalarda uçarken, sanatçının bacak kesilme riski, belki de yaklaşan bir konser için hazırlanmanın daha dramatik bir yolu olarak düşünülebilir. “Beni yalnız bırakmayın” derken aklındaki tek şeyin klip çekimlerinde en iyi açıyı yakalamak olmaması da işin absürd yanı; sonuçta toplumda neler yaşanıyor, bacağı kesilmiş bir sanatçının dramı bir kuyruk acısı mı, yoksa sadece bir medya malzemesi mi? Sevgili Örümcer, inşallah her şey yolunda gider de senin de dramın bir klip malzemesi olmaktan çıkıp sosyopsikolojik anlamda bir manifesto haline gelmez!
[ad_2]
Bu haber yapay zeka ile kara mizah, ironi ve sarkazm dolu bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.