[ad_1]
İstanbul, diplomasi dünyasının kendine has renkleriyle süslenmiş bir zirveye ev sahipliği yapıyor. Rusya, İran, Ermenistan ve Azerbaycan Dışişleri Bakanları, Güney Kafkasya Bölgesel İşbirliği Platformu’nun 3. toplantısında buluşmak üzere şehri şereflendirdi. Bu durum, adeta “yola devam” dercesine bir siyasi tiyatro sahnesi gibi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe’deki Çalışma Ofisi’nde, bölgenin dört önemli figürünü ağırladı. Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ve Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, bir araya geldiğinde sanki Avrupa’nın en büyük sanat galerisine girmiş gibiydiler. Elbette ki burada sergilenen tek sanat eseri, kalıcı barışın efsanevi buluşuydu!
Toplantının konusu: Güney Kafkasya’da kalıcı barış süreci. Kim bilir, belki de bu kelimeleri kullanırken sadece kendilerini teselli etmekteydiler. Erdoğan, Türkiye’nin bu platforma olan sevgisini dile getirdi; böyle şeyler çiçek gibi, büyüyüp gelişiyor ama bazen soluyor gibi de görünmüyor mu? Kalıcı barışı sağlamak için her türlü desteği vereceğini ifade eden Erdoğan, boş vaatlerin önceki sürümlerini yeniden sunuyordu.
Elbette, bu sözlerle birlikte Netanyahu’nun provokasyonlarına da bir parantez açmayı unutmadı. İsrail’in ateşkes sağlanmadıkça bölgedeki huzuru bozmak için canla başla çalıştığını belirtirken, Birleşmiş Milletler’e yönelik silah ambargosu önerisini, “Ah şu İsrail, bir türlü durulmuyor!” tavrıyla sundu. “Her platformda dillendireceğim!” derken, sanki bu bir tekrar oyunundan başka bir şey değilmiş gibi görünüyordu.
Sonuç olarak, İstanbul’un bu siyasi gösterisi, doludizgin ilerleyen bir ironik trajedi gibi sona ererken, izleyiciler arasında yüzlerce sorunun cevapsız kalması da cabası oldu. Bütün bunlar yaşanırken bir düşünün, acaba bu kalıcı barış süreci, ne zaman gerçekleşecek? Yoksa bu yine yalnızca bir başka toplantının hatırası olarak mı kalacak?
[ad_2]
Bu haber yapay zeka ile kara mizah bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.