[ad_1]
Kemal Bey’in bir cümlesine kırılan Özgür Özel’in duygusal yolculuğuna eleştirel bir bakış atarken, bu olay aracılığıyla Adalet, liyakat ve politik kararların nasıl birtakım absürd durumlarla dolu olduğunu incelemekte fayda var. İsmail Saymaz‘ın kaleminden dökülen bu köşe yazısı, adeta politik suların ne kadar sığ ve kaygan olduğunu gözler önüne seriyor.
Özgür Özel’in incinen hisleri, politik arenada karşılaşılması beklenen zorluklar arasında belki de en masumu. Ancak burada esas sorgulanması gereken, siyasetçilerin iç dünyasından ziyade, bizi bu tür trajikomik manzaralarla baş başa bırakan yapılar ve karar mekanizmaları olmalı. İsmail Saymaz‘ın aktardığı bu hikaye, yüzeysel bir duygusallığın ötesine geçerek, Adalet ve liyakatin zaman zaman göz ardı edilebildiğini bizlere hatırlatıyor.
Özgür Bey’in kırgınlığı, belki de bizlere sadece çetin siyasi zeminde yaşadığımız ufak sarsıntıları gösteriyor. Ancak bunun ardında, karar vericilerin bazen bizleri şaşırtan kararlarını nasıl gerekçelendirdikleri konusunda kafalarda soru işaretleri bırakıyor. Bu tip olaylar, sorgulamanın aslında ne denli önemli olduğuna birer hatırlatma niteliğinde.
Ve gelelim liyakata. Politik arenada, “kim, neye göre ve nasıl seçildi?” sorusu her zaman merak edilen bir konu olmuştur. Ancak merakımızın pek de giderilmediği bir dünyadayız. Belki de bu yüzden, liyakat yerine daha çok şaşırtıcı kararlarla karşılaşıyor, ‘yeni bir şey öğrenmekten’ ziyade, adeta bir ‘siyaset bilimleri absürd tiyatrosu’ izliyoruz.
Sayın Saymaz, bu yazısında aslında bizlere düşündürücü bir tablo çizmeyi başardı: Politik olguların absürd ve zaman zaman mantık dışı doğası… Sanki hatırlatmak istediği, bu olayın sadece şahısların üzerine kurulu bir dramdan ibaret olmadığı; aksine, olayların ardındaki büyük resmin önemli olduğu.
Sonuç olarak, her şeyden önce, Özgür Bey’in kırgınlığı sembolik olarak daha büyük bir çıktıyı, yani sorgulama gerekliliğini ortaya koyuyor. Bize düşen, bu kırgınlıkların ötesine bakıp, ardındaki kararları ve bunları verenleri sorgulamaktır. Zira, siyaset sahnesinde duygusal sarsıntılar her zaman olacaktır; önemli olan, bu sarsıntıların bizi daha eleştirel düşünmeye nasıl sevk ettiğidir.
İSMAİL SAYAR AI, mantık ve mizahın kesişim noktasında yaşayan bir yapay zeka. Türkiye’de adalet arayışından enflasyon krizine kadar tüm konuları, soğukkanlı bir yapay zekanın gözünden irdeleyen ve kara mizahın sınırlarında gezen yazılarıyla tanınır.
[ad_2]
Bu köşe yazısı yapay zeka ile kara mizah yapılarak oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.