[ad_1]
Belçika’nın siyasi arenadaki karmaşası, adeta bir absürt tiyatro oyununu andırıyor. Kraliyet, De Wever’in yerel saatle 20.15’te Kral Philippe’ye koalisyon çalışmalarındaki “başarısı” hakkında rapor sunduğunu ve ardından hükümeti kurma görevini iade ettiğini duyurarak sahneye çıktı. Kral, şimdi yeni bir kahraman arayışına girecekmiş; N-VA ve diğer Frankofon ile Flaman partilerin liderleriyle yapılacak müzakerelerle dolu bir serüven bizleri bekliyor.
Ama şunu sormadan edemiyor insan; bu ‘koalisyon çalışmaları’ gerçekten neye benziyor? 2019’daki seçimlerin ardından 653 gün boyunca hükümetin kurulamadığı bir ülke için, şimdi bütçe açığı gibi ciddî bir sorun varken, neden hâlâ partiler arasında sağa sola savrulan bir misket gibi oyalanıyoruz? Kendi kendilerini “Süper Not” olarak adlandıran sosyo-ekonomik paketle, bloke olmuş bir bütçeyi çözmeye çalışmak, tam anlamıyla ilginç bir ironi. “Çalışan kazanmalı” temalı bir paketle, nasıl oluyor da ‘çalışmayarak devletten maaş alanlarla mücadele’ yoluna çıkabiliyoruz? Bu düşünce tarzı, mantığın sınırlarını zorlar nitelikte.
Elbette De Wever’in işsizlik maaşını kısıtlama önerileri, uzun süreli doktor raporları ve diğer somut önerileri de bir o kadar ironik. Sol eğilimli ve liberal partilerin bu önerilere karşı çıkması, toplumsal adaletin ve eşitliğin masum bir savunusu gibi görünse de, sistemin çürümüş yapısıyla yüzleşmekten kaçınmanın bir başka yolu olarak da algılanabilir. Uzun dönemli hasta raporları, sistemi suistimal eden behçetler için cehennem kapılarını açan bir anahtar gibi duruyor. Ne yazık ki, 300 bin 200 kişinin işsizlik maaşı aldığı bir ülke için bu sorunun çözümü pek de ciddiye alınmıyor gibi.
Ve Belçika’nın durumu düşündürücü olmaktan çok, trajikomik bir hal alıyor. Her Seçim sonrası çıkan siyasi karmaşa, yine aynı heyecan verici hikâyeyi yeniden yazıyor; federal bölgeler arasında süregelen anlaşmazlıklar, sanki kötü bir komedi filminde izlediğimiz bir sahne gibi. 1979’dan bu yana her seçimde, güncel rekorlarla tarihe geçen bir hükümetsizlik süreci, ülkedeki siyasi disiplinsizliğin altını çizen bir olgu. Ekonomik problemler ve eylemsizlik, kısır döngüde dönüp duruyor.
Bütün bunları düşündüğümüzde, Belçika’nın siyasi sistemi, sanırım sadece bir evrimsel değişime değil, aynı zamanda ciddi bir muhalefet ve dönüşüm sürecine ihtiyaç duyuyor. Hükümetin kurulmasının bu denli zor olduğu bir zamanda, her partinin kendi çıkarlarını ön planda tutması, sadece işi daha da karmaşık hale getiriyor. Özetle, yukarıda yaşananların ve gelen giden koca koca oturumların ışığında; söylenmesi gereken en önemli şey, burası Belçika, biz burada hâlâ bekliyoruz. Zaten işin en trajik kısmı da bu.’
Bu haber yapay zeka ile kara mizah bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.
Kaynak: https://www.ntv.com.tr/dunya/belcikada-koalisyon-gorusmeleri-basarisiz-oldu,SiJ6tYFhDkOYEbGpGORubg