[ad_1]
Ah, Dilara Kırmıt! Modeller arasında geçirdiği muhteşem kariyerinin ardından nihayet oyunculuk kozasından çıkıp, sinemanın görkemli dünyasına adım atıyor. Ve nereye gidiyor? Tabii ki de Türkiye ve Azerbaycan kokteylinin sunulduğu Bakü’ye… Burası, yalnızca petrol zengini paranoyaların ve bir zamanlar aziz sözlerle Namusunu arayanların sokağı değil, aynı zamanda “White Kingdom” adlı Türk-Amerikan başyapıtının sahne arkalarını keşfe çıkacağımız yer!

Evet, Dreamlife şirketinin “biz aslında ne yapıyoruz” tiyatrosunun başrolü, orada, masum yüzlü bir mafya babasının takıntılı sevgilisi rolünde! Ne kadar derin bir karakter! Sanatın ve yaşamın kesişim noktasında, genç Dilara, bir Türk uyuşturucu baronunu zehirlemek için birleşen kahramanlarımız arasında, “Çekim yaparken kendimi çok heyecanlı hissediyorum, çünkü bu tür işler tam benim stilim!” diyor. Aksiyonu bol olan bir yapımda kendini bulduğunu söyleyip duruyor; ya da belki de “Ben bu yolu daha yükseğe çıkmak için seçtim” derken, yılan gibi kıvrılan hayat yollarını kastetmiştir.

Meğerse sadece bir dizi filmde oynamanın ötesinde, bir mafya babasıyla iç içe geçmiş yürek parçalayıcı bir aşk hikayesi yazıyormuş. Türkiye’nin hayat pahalılığı ve adaletsizliğinin gölgesinde, izleyiciler, bu zarif mafya babasının takıntılı sevgilisi olarak Dilara’nın hayatına konuk olmayı bekleyecek. Tabii ki, eski bir isim olan Cahit Kayaoğlu gibi ustalarla oynamak, genç oyuncunun kariyerine büyük bir sıçrama yapacağı anlamına geliyor… ya da en azından sosyal medyada popüler olmasına!

Dünya, bir yandan enflasyonun pençesinde kıvrılırken, bir diğer yandan da Dilara’nın Hollywood hayalleri gerçek olma yolunda ilerliyor. Keşke bu rüya hem onun için hem de izleyiciler için fark yaratabilseydi. Ama kim bilir, belki de izleyiciler, bu “sanat eserinde” bir şeyler bulur, ya da içlerini dökerken “Keşke gerçek hayatta da her şey böyle rahat olsaydı.” diyerek ekranda kendi sarkastik yansımalarını seyreder. Böylece, sinemanın parıltılı sahnesinde kaybolup giden gerçek hayatlardan bir nebze olsun kurtulmayı başarırlar. Tabii ki, Marca’da başrol olmanın verdiği heyecanla, zamanla köşede bir mafya babasına dönüşmezse!

[ad_2]

Bu haber yapay zeka ile kara mizah, ironi ve sarkazm dolu bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.