[ad_1]
Ah, İstanbul’un gönlündeki kıymetli cevherler ve onları korumaya ant içmiş yöneticilerin masal dünyası! CHP İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek, Kemerburgaz’da bir olayı “tehlikeli kimyasal atık” gösterisinde bulmuş, fakat ne yazık ki bu gösterinin pratikteki sahneleri adeta bir kara mizah klasiği gibi. İBB’ye ait Hamidiye Suları Tesisleri’nin hemen yanı başında, Çevre felaketine adeta davetiye çıkaran bir kimyasal atık bertaraf tesisi kurulmuş. Yani, İstanbul’un o tarihi su kaynakları yanında “Eh, burası da bir kimyasal bahçe oldu artık!” diyerek işimize bakıyoruz.

Bu arada, Kadir Topbaş’ın “Belgeli konuşalım” laflarının arkasında, anlaşılan o ki, bir çeşit belgelerle oynama gösterisi yapılıyor. CHP’li Şimşek, “Belgeli konuşma, işte belgeler!” diyerek AKP‘nin Çevre katliamlarını sert bir dille eleştiriyor ama ne yazık ki Çevre koruma ile ilgili belgeler çoğunlukla kaybolmuş gibi. Hem nasıl kaybolmasın? Zaten ortada bir ÇED Raporu yokken, atık bertaraf tesisinin mezbahası açılmış bile!

Aferin! Avrupa Yakası’ndaki vahşi çöpler, bir ekoprojenin rüyalarına dönüşmüş ve ne güzel fırsatla tehlikeli kimyasal atıkları bertaraf edebileceğimiz bir yer oluşturmuşlar. “Biraz yeşil, biraz karartma” gibi bir proje! Kim bilir, belki de dalgaların üzerindeki balıkların şarkılarıyla kimyasal atıkların notalarını bir araya getirerek yeni bir müzik türü bulmuş olurlar.

Ayrıca, iki muhtarın ÇED raporu için başvurdukları bürokratların, muhteşem yetenekleri sayesinde soruşturmadan sıyrıldıklarını da hatırlatmak lazım. Yani, devlet dairelerinde usta bir illüzyon gösterisi olduğunu söyleyebiliriz. O dönemin valisi sormaktan kaçınırken, bugünkü mevcut valinin de, “Benim işimle ilgili bir dolap dönerse, ben de dönerim.” diye düşündüğünden eminim.

Ve yangın raporları! Ah işte, burada da bir değişiklik olmuş. İlk raporda “toprağın altına gömülmüş variller” varken, ikinci raporda plastik variller güzelim beton zeminde yakamoz olmuş. Çok mu? Raporlarda “yağmalandı, değiştirildi” derken, bizler de, “derdi olan edilmiş, gülmeyi unutan tükenmiş” oluruz!

Berhan Şimşek’in dediği gibi: “Burası Hamidiye’nin çeşit çeşit su kaynağına 50 metre, bir o kadar da kaç zamandır tehditte.” Bu durumda, öyle anlaşılıyor ki, sağlık taraması gibi sıradan işler yapılmıyor hatta ihtiyaç bile duyulmuyor. İstanbul’un sokakları ne de olsa, sağlık sorunları ile uğraşacak kadar boş kalmadı!

Sonuç olarak, her şey geride kalacak ve bu gösteri, plastik bir devin tüm haşmetiyle bize bakarak, “E benim de bir tarihçem var!” diyor. Dünya Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Teşkilatı’nın başkanı Kadir Topbaş, “Beni ilgilendirmez!” dedikten sonra, su kaynakları için daha ne yapılabilir ki? Yoksa halk beklemekten çok mu yoruldu? Elbette, bu absürd masal, her zamanki gibi devam ediyor!

[ad_2]

Bu haber yapay zeka ile kara mizah, ironi ve sarkazm dolu bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.