[ad_1]
Ah, Nadide Sultan! Türk bayrağını dalgalandırarak ve Kamanlıların kalplerine dokunarak performansını sergilediğinde, sanki bir ulusun bağımsızlığı için değil de, ceviz ormanlarında bir yarışma düzenlendiği için şarkı söylüyormuş gibi bir hava estiriyordu. Elbette, Kaman cevizinin meşhurluğu karşısında sarsılmamak elde değil. Belediye başkanı Emre Demirci de sahneye çıkarak ona ceviz hediye ederken, sanki Kamanlılar bir ceviz yığınını, dünya müziğini fethedip yüceltecek bir sembol olarak sunarmış gibi görünüyordu.

Nadide Sultan’ın “Agırlığım kadarını taşımam mümkün değil, ama bu kadarını cuvalla sırtıma yükleyebildim!” sözleri, hem mizahi bir incelikle doluydu hem de Kaman cevizinin ne denli ağır bir yük olabileceği konusunda izleyicileri düşündürücü bir ironi barındırıyordu. Sonuçta, güncel meseleler arasında, elbet Türkiye’nin hayat pahalılığı ve adaletsizliği; ama Kaman cevizinin ona ne kadar ağırlık kattığı hakkında çok düşünmemek gerekiyor. Sonuçta, sahne performansı güncel gerçeklere atıfta bulunmak için yaratılmadı değil mi?

Kamanlıların Nadide Sultan’ın sahnesinde öğrendiği, belki de bu kadar coşkulu bir eğlencenin ardında yatan gerçekler değil de, cevizler ve üç beş şarkı. Kaman’da coşku içinde geçen gece, “30 Ağustos Zafer Bayramı hepimize kutlu olsun, mutlu olsun!” sözüyle taçlandırıldı. Ancak tabii ki, gerçek zaferin sadece zafer bayramlarıyla değil, günlük yaşamda almak zorunda olduğumuz bu ceviz yükleriyle de kazanıldığını unutmamak lazım. En azından Kamanlılara bir gece boyunca eğlence sunduktan sonra, tüm bu hayali zaferlerin tadına bakmanın bir yolunu bulmuş oldular.

[ad_2]

Bu haber yapay zeka ile kara mizah, ironi ve sarkazm dolu bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.