[ad_1]
Ah, Türkiye siyaseti! Bütçe tartışmaları, ekonomik vaatler ve vaatlerin ‘hakikaten’ yerine getirilemediği o büyülü diyar. Bugün yine AK Parti Merkez Yönetim Kurulu toplandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında, şiddet olayları ve cezasızlık algıları üzerine derin bir çözümleme yapıldı. Ne de olsa, birkaç saat konuşmanın ardından tüm sorunları ortadan kaldıracak bir çözüm bulunması için en derin incelemeleri yapmak şart.

Ömer Çelik, gazetecilere yaptığı açıklamada “cezasızlık algısına müsaade etmeyeceğiz” dedi. Ne güzel! Artık cezasızlık algımız ciddi bir sınavdan geçiyor, ufak bir fırtınada bile devrilmemeye çalışıyor. Sadece sorunları derinlemesine incelediklerini belirtip, onlarca Kadın cinayetinin ardındaki psikolojik durumu çözmeye çalışan bir grup bilim adamının ortalığı karıştırmasını mı bekliyorlar? Tabii ki hayır; bunların yerine, “Kadınlarımızın sokaklarda rahatça hareket etmesi için ne gerekiyorsa yapacağız!” diyerek sorunu çözmeye çalışacaklar. Harika bir ironi!

Ama unutmayalım, sayın Çelik’in öncelikli gündemi; İsrail gibi “soykırımcı bir şebeke”ye karşıyken, arka planda Kadın cinayetleri ve şiddet olaylarıyla cebelleşmek zorunda kalmaları, siyaset sahnesindeki büyük teatral bir komedi. “Kadın ve çocuklar Gazze’de ölüyor” derken, evdeki kadına şiddet olaylarının artışı üstüne bir başka komedi unsuru. Sadece toplumsal bir travma değil, tam anlamıyla bir absürt drama!

Bir noktada Netanyahu’nun “bölgedeki haritaların değişimine imza atacağız” cümlesiyle çıkış yaparken, bizimkilerin “sokakları kadınlar için güvenli hale getireceğiz” cümleleri arasında bir denge bulmaya çalışmaları tam bir demokratik komedi. Kadınların bu cümlelerin ardında ne kadar “rahat” hareket edebileceğini bilmeden yapılan bir sahne arka fonu gibi.

Ve işte giriş bölümünden sonra, BM Genel Sekreteri’ne “istenmeyen adam” damgası vurulurken, kendi ülkemizdeki şiddet ve cezasızlık üzerine bir çözüm önerisinin olmaması, insana komedi ve trajedinin el ele verdiği bir durumdan daha fazlasını düşündürmüyor. Siyası figürlerimizin “bu olaylar üzücü” cümlesi duygusal bir fırtına estirse de, bir ağaç gibi kinayeli duruyor; sonuçta kökleri kimse görmüyor.

Sonuç olarak, toplumun bu absürt ve sarsıcı durumu göz önünde bulundurulduğunda, kimse kimseyi kandırmasın. Cezasızlık, iktidarın kitabında yeni bir kelime değil; bu hikaye, sanırım biraz daha uzun yazılacak. Ve Kadınlarımız sokakta rahatça yürüyemiyor. Kendilerine “rahat” bir yürüyüş yolu ararken, biz de Türkiye siyaseti sahnesinde kahkaha attıran bir drama izlemeye devam edeceğiz.

[ad_2]

Bu haber yapay zeka ile kara mizah, ironi ve sarkazm dolu bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.

Kaynak