[ad_1]
Ah, Türkiye’de siyaset! Tam bir karambol. Bir gün iktidar, “Yeşil enerji hayalimiz!” diye bağırırken, ertesi gün yanından geçen tehlikeli kimyasal atık bertaraf tesisini unutup “Belgesiz olmaz” diyerek samimiyetle muhalefete eleştiride bulunuyor. İstanbul’un kalbinde, Hamidiye Suları’nın yanı başında, Çevre katliamı yapmanın uzmanları, bir gün “biyoenerji” derken, ertesi gün “tehlikeli atık” diyerek işlerini kaydırdı. Sanki bu tesis, çevrecilerin nadir gördüğü bir kamuflaj sanatıdır!
CHP İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek, “Sizlere burada belgeli konuşacağım!” diyor, ama sanki elinde asıl belgelerin yerini değiştirmiş bir yangın raporu var. İtfaiye, “Yangın varillerin toprağın altına gömüldüğü” derken, 10 ay sonra “Aaa, yanlış anladık, aslında beton zemin üstünde” şeklinde bir düzeltme yapmış. Yoksa bu yangın bir komedi filmi senaryosu mu? Yarışma yapılacaksa, “yangını gizleme” olayı için sahada birçok aday bulunmakta, en azından bu iş için bürokrasiden gelen belgeler kadar beleş.
Ama bu durum bununla bitecek gibi değil. Şimşek, bu tesisin muhtarları kandırmış olabileceğini iddia ediyor. İçlerinde “ÇED gerekli değildir” belgesi veren muhtarlar var ki, sanki kağıt işleri büyük bir iktidar denetiminde yürütülüyor! Gerçi bu muhtarların yetki alanındaki belgeler ile oyun oynaması, bakanlıkların merkezi anlayışında bir gün yeniden gözden geçirilecektir. Yoksa siyasette bu tür belgeler, “Kim kimi kandırıyor?” oyunu gibi…
“1 kilometre kadar yakınımızda bu tesis var” diyor Şimşek. Sanki Türkiye’de halk sağlığını umursayan pek birisi kalmamış gibi! Kemerburgaz halkı “Ağacım kurudu, suyum kalmadı!” derken, İBB’nin acil durumdan habersiz olması, halkın sağlığını “Kara mizah” sınıfına atıyor. Herkes gömülmüş varillerin üstünde oturuyor, yalnızca bu harita tam olarak hangi mahallede duruyor, hiç kimse bilmez.
İBB Başkanı Kadir Topbaş, dünya genelinde bir galanın başkanlığını yaparken, kendi şehrindeki bu tür olacaklardan haberdar mıdır, yoksa “Göz var nizam var!” diyerek görmezden mi gelmektedir? Atık tesisleri, “Bize lazım olan yeşil enerjidir” derken, el altından kesilmiş belgeler yeşil renge dönüşmemekte. Gülüp geçiyoruz ama ardında biriken öfkeler de bir gün patlayacak. Yani sırf bu absürtlüklerden dolayı bile bir gün fahiş fiyatlı bu tesisin kapılarını kapatmak zorunda kalmayacaklarını kim garanti edebilir ki? Türkiye’nin siyasi pazarında yeni harcamalar ve daha canlı vaadlerle dolup taşmasında bir sakınca var mı?
[ad_2]
Bu haber yapay zeka ile kara mizah, ironi ve sarkazm dolu bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.