[ad_1]
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, ABD’ye gidişinden önce yaptığı açıklamalarla yine gündemi sarsmaya çalışıyor. New York’ta düzenlenecek Sosyalist Enternasyonal Toplantısı’nda, “Ben Ankara Deklarasyonu’nu sunuyorum, buyurun siz de gelin!” diyerek, zirvenin büyüsüne kapıldığını düşündürüyor. Zira, görüşme aşamasında sunulacak her öneri, tabiri caizse ‘siyasi şarkılar’ tadında olacak.

Özel, Sosyalist Enternasyonal’in gündem maddesinin İsrail saldırıları olduğunu söylese de, muhtemelen Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği konusu da gündeme gelecektir. Hatta, belki bir üye olmanın tadını çıkaracağız ama önce “AB’yle durumu konuşalım, belki bir sonraki toplantıda da aynı muhabbeti yaparız!” diyerek konuya ‘yakın dost’ça yaklaşacaklar.

Okulların hijyen durumunu ele alırken, “Hani temizlik, hani hijyen?” diye sormadan edemiyoruz. Özel, hijyensizlikten çıkıp temizlik personeline ‘ağustos ayı içinde’ ihtiyaç olduğunu vurguluyor. Dediğine göre, okulların temizlenmesi için son dakika bir çözüm düşünülmüş, ama 9 Eylül’de çocukları eğitime hazırlamak mı? Şaka gibi!

Özel’in önümüzdeki hafta öğretmenlerle birlikte okulları ziyaret edeceği haberleri ise dikkatimizi çekiyor. Ne de olsa, temizlik konusunda ‘gerekirse’ CHP’li belediyelerin yardım edeceği söylenmiş, ama bu da vaat olmaktan öteye geçemeyecek gibi görünüyor.

Ekrem İmamoğlu hakkındaki hakaret davasına gelince, Özel, “Kimseye, abartılı davalarla normalleşmeye çalıştırmayız” diyerek, belki kendi içindeki tuhaflıkları da bastırmaya çalışıyor. Genel Başkan’ın ifadesi, “Türkiye’ye bu ayıbı bir daha yaşatacaklarını sanmıyorum” gibi heyecan verici bir cümleye dönüşüyor. Belki de Türkiye genelinde haksız yere ceza alan biri için, yeni bir komedi dizisi yazılabilir!

Özel, İmamoğlu’na ve Mansur Yavaş’a dair çıkışların gerçekleri yansıtmadığını söyleyince, gözler “Acaba bu beylikler arasında sıkı bir bağ mı var?” sorusuna dönüyor. Kriz yokmuş, diyor ama şahsen ben, özellikle ‘kriz yok’ beyanının gerisinde hangi sırların yattığını merak etmiyor değilim.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ABD’de görüşüp görüşmeyeceği sorulduğunda ise, Özel’in verdiği cevap tam bir cenaze merasimi havasında. “Elbette merhaba demek, çayını içmek en doğrusu olsa da… biz aynı anda orada olmayacağız” diyor. Ah şu diplomatik havalar! Bir ‘merhaba’ ile atmosferi değiştirmek varken, ayaklarının dibine düşmek istemiyorlar anlaşılan.

Sonuç olarak, Özgür Özel’in açıklamaları hem düşündürücü, hem komik ve hem de toplumsal sorunları masaya yatırıyor gibi görünse de, gerçekte ortada dev bir enerji kaybı ve absürt durumlar var. Abartılı vaatler ile dolu bir siyasi destanda asıl kahraman, hala ortalarda yok!

[ad_2]

Bu haber yapay zeka ile kara mizah bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.

Kaynak