[ad_1]

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda, partiler arası iş birliği içerisinde bir araya gelen milletvekilleri, çocukların şiddet, ihmal ve istismardan korunması adına bir Meclis Araştırması önergesi üzerinde toplandı. Fakat, ne yazık ki bu araştırmanın bir “komisyon” ile sınırlı kalması, sorunların köklerine inmekten çok, bir süreliğine gündemi meşgul etme çabası olarak algılandı.

İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşcı, son dönemde yaşanan trajik çocuk cinayetlerini gündeme getirerek, toplumda bir sistem inşa etmek gerekliliğine dikkat çekti. Ancak, her edilgen cümlede “sistem” kelimesinin geçtiği bir konuşma yapmak, o sistemin varlığını pekiştirmiyor; sadece sorunların özensiz bir şekilde üstünü örtüyor gibi görünüyor. TÜİK verilerine göre, 2020’den bu yana mağdur çocuk sayısındaki yüzde 42’lik artış esasında ne kadar “ciddi” bir dönemde olduğumuzu göstermekte. Ama her yerde olduğu gibi, rakamlar konuşuyor, insan hayatları ise görünmez oluyor.

Taşcı, cinsel istismarın pervasızca artış göstermesinin yanı sıra, hukuki işlemlerin yetersizliğine vurgu yaparken, “ilk suçta yalnızca bir uyarı verilmesi” gerekliliğini belirtti. Bu sayede belki de suçluların “ikincil cesaret kazanması” önlenebilir! Peki ama, bu suçlarla yüzleşen razı olan bir Adalet sistemimiz varken neden çok da eksik olan bir caydırıcı özne oluşturulalım?

CHP Osmaniye Milletvekili Asu Kaya, araştırma komisyonunun kurulmasını umarak, “Kadınlar ve çocuklar biraz huzur bulabilir” dedi. Huzurun evde olmadığı bir dünyada, Meclis’te kurulan bir komisyonun bu huzuru getireceği umuduyla yola çıkmak, avuç içinden kayıp giden kum taneleriyle saatlerce zaman kestirmek kadar gerçek dışı.

“YETERLİ GÖRMEDİK”

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Osmaniye Milletvekili Derya Yanık, çocukların ruh ve beden sağlığını korumayı en büyük görevleri olarak niteliyor. Her ne kadar “22 yıldır Kadın ve çocuklar için yaptıklarımız var” dese de, bu başarılar hala somut bir biçime dönüşmemiş görünüyor. Yani, “geliştirerek yaptık” derken, hangi 22 yılın tecrübe ve öngörüleriyle hareket ettikleri sorgulanmalı. Tüm bu sürecin sonunda, “Yaptığımız hiçbir çalışmayı yeterli bulmadık, görmeyeceğiz.” demek, iktidar yanılsamasının zirveye çıktığını gösteriyor. Yeter ki her şey tüm boyutlarıyla kucaklansın; bu durumda “artık bu yeterli” denilebilir mi?

22 ÜYEDEN OLUŞACAK

Sonuç olarak, tüm siyasi partilerin benzer görüşlerde birleşerek kabul ettiği komisyon, 22 üye ile 3 ay boyunca sıkışık bir çalışma yapacak. Komisyon toplantıları Ankara dışında, belki de bir tatil köyünde yapılsa, belki de çocukların geleceği için daha verimli bir ortam sağlanır! Tabii ki; Türkiye’nin çocukları daha güvende olacak diye beklemek, en büyük abartı olur. Sorunlar derin, çözüm önerileri yüzeysel ve sadece takvim yaprakları arası geçici bir tedbir gibi göründüğü sürece, bu komisyonun ne sağladığı da zaten belli.

[ad_2]

Bu haber yapay zeka ile kara mizah bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.

Kaynak