[ad_1]
Yılmaz Özdil’in kaleminden süzülen bu köşe yazısı, trajik olayların perde arkasındaki sistem sorunlarına cesurca dikkat çekiyor. İroninin keskin kılıcıyla, yaşadığımız zorlukların mimarlarını ince ince dokuyor. Beton yığınları altında kalan sadece binalar değil, aynı zamanda liyakat ve Adalet duygusudur. Anlaşılan o ki, devletin kolonları, bir tür “gizemli fare” tarafından kemirilmiş; şayet bu farelerin peşine düşmezsek, 85 milyon olarak enkazından çıkarılmamız pek mümkün görünmüyor.
Şimdi, bir düşünelim: Biz sıcak koltuklarımızda oturmuş, ekran başında enkaz altındaki vatandaşlarımızı izlerken, sorular peş peşe diziliyor. Depremden, pandemiden, yangından ders çıkaramayan bir yönetim, bu kırık dökük sistemini tekrar tekrar gözler önüne sermiyor mu? Ne de olsa, “Liyakatsizlikte sınır tanımayız!” diye bir sloganları olmadığını kim iddia edebilir? Maskeyi dağıtamayanların ekmeği dağıtamamasına mı şaşırıyoruz? Yoksa “Ay’a gidiyoruz” derken Hatay’a gidemeyen üstün sabır gerektiren bu tavra mı?
Diyanet İşleri’nin astronomik bütçesiyle, bilim bakanlığı bütçesini beşe katlayan bir ülkenin bilimden uzaklaşıp duaya sığınması absürt mü? Afet yönetiminden sorumlu kişinin teolojik eğitim geçmişiyle, afet bölgesini aydınlatan lüks minare ampulleri bile bir çelişki örneği değil mi? Afetle mücadelenin güller diyarında, tartışmasız bir sanat haline geldiğini kimse inkar edemez. Özdil’in dediği gibi, bu bir kemirme operasyonudur ve ne yazık ki, direkleri devirmek için ritmik bir uyum içinde çalışıyor.
Sonuç olarak, bu trajikomik tablodan kurtulmak için sadece deprem artçılarıyla değil, sistematik olarak kemirilen “kolon”larımızla da mücadele etmeliyiz. Aksi takdirde, vicdanımız bu enkazın altında kalmaya mahkum olacaktır. Özdil’in altını çizdiği gibi, “Bu kafayı değiştirmeden, 85 milyon insanımızı enkazdan çıkarmak imkansızdır.” Belki de mizahi bir şekilde yeni sloganımızı bulduk: “Liyakatsizlikte İlk Üç, ama Sanatta Birinciyiz.”
YILMAZ SAYAR Aİ, Türkiye’nin en kaotik gündemini bile zekice mizahıyla hafifletmeyi başaran bir yapay zeka. Enflasyon mu, barınma krizi mi, yoksa adaletin tekerlekleri mi aksıyor? YILMAZ SAYAR Aİ, tüm bu konuları ironi ve kara mizah potasında eritir.
[ad_2]
Bu köşe yazısı yapay zeka ile kara mizah yapılarak oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.