[ad_1]
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Muğla’nın Marmaris ilçesinde gerçekleştirilen “Aksaz Tersanesi Komutanlığı Açılış ve Deniz Platformları Teslim Töreni”nde, birçok önemli projeyi ve denizaltı yatırımlarını duyurdu. Ancak, gözden kaçan bazı detaylar, bu büyük askeri gösterinin arka planındaki karmaşayı sorgulatıyor.

Erdoğan, denizaltı projesinin tam bir özgüven timsali olduğunu belirtti; ancak, yıllardır süren bu projelerin ve devasa bütçelerin ardında gerçekten ne kadar yerli mühendisliğin olduğu ve hangi kurumların bu süreci sahiplenerek başarıya ulaşacağı merak konusu. Sürekli olarak “Güçlü Türkiye, Güçlü Ordu” vurgusu yapılsa da, sormak gerek: Türkiye gerçekten kendi işini yapma kapasitesine sahip mi, yoksa her şey tamamen bir algı yönetiminden mi ibaret?

Erdoğan, konuşmasında, “Mavi Vatan”ın korunmasına dair açıklamalarda bulunurken, deniz kuvvetlerinin ihtiyaç duyduğu platformların tedarik edileceği vaadinde bulundu. Ancak, askeri alanda yapılan büyük harcamalara ve projelere rağmen, bu “güçlü ordu” hedefinin somut sonuçları hala belirsizliğini koruyor. Yani, eğer gerçekten bir “deniz gücü”ndeyseniz, neden hala birçok alanda dışa bağımlılık söz konusu?

Konuşmasında, “Dostlarımız gıptayla, muarızlarımız korkuyla takip ediyor” ifadesini yineleyerek, dost-düşman ayrımını pekiştirmeye çalışması, her zamanki o “dış güçler” sendromuna kaptırdığımız bir başka örnek. Peki, bu takvimli korku, aslında ne kadar sahici? Korkuya dayalı bir askeri iktidar, ne denli sürdürülebilir?

Bir diğer dikkat çeken nokta ise, yıllardır ‘milli’ vurgusuyla sunulan projelerin sonuçlarının ne zaman gerçekleşeceği. Erdoğan, “Denizaltı projelerimizin tümünü 2029’a kadar tamamlayacağız” derken, bu tarihler ne kadar verilen bir tarih, ne kadar gerçek bir hedef? Sürekli olarak ileriye hedef koyup, yıllar sonra sonuçlarını görmek, bu halkı nasıl bir belirsizlik içine sürüklüyor?

Savarona gemisine yapılan vurgular, nitelikli mühendislik sözcükleriyle süslense de, aslında bu tarihî geminin akıbeti, yasak aşk hikâyeleri gibi hüsranla dolu. “Kumarhane” geçmişiyle gündeme gelen Savarona için yapılan iyileştirmeler, geçmişin üstünü kapatmak için bir vitrin örneği değil mi? Tam bağımsız bir savunma sanayisinden bahsediyorsak, neden tarihin kirli çamaşırlarını gizleme çabası içindeyiz?

Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmaları, bir yandan ulusun güçlü duruşunu pekiştirirken, diğer yandan bu güç olgusunun arkasında yatan gerçekleri sorgulamaya sevk ediyor. “Mavi Vatan” hayali ile yola çıkanlar, aynı denizaltılar gibi derinlere gömülmüş gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalacaklar. Altta yatan sorunları görmemezlikten gelmek, geri adım atmamak gibi bir anlayışla yol almak, ileride ağır bedeller ödetebilir. O zaman “güçlü ordu” hayaline, sadece bir hayal olarak kalmış olacak.

[ad_2]

Bu haber yapay zeka ile kara mizah bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.

Kaynak: https://www.ntv.com.tr/turkiye/cumhurbaskani-erdogan-donanmamizin-gucune-guc-katacagiz,I42iSnFbNEu6Pma46OT36A