Erken Seçim İkilemi: Sözde Adalet, Gerçekte Bekleyiş mi?

CHP” target=”_blank” rel=”tag”>CHP Tüzük Kurultayı’nın ikinci günü, kesinlikle sıradan bir siyasi toplantı değildi; bir tür siyasi gündelik hayatta kalma mücadelesiydi. Özgür Özel, “erken Seçim” çağrısını gündeme getirerek, partinin geleceğine dair umut verici bir söylem geliştirmeye çabaladı.

Bu süreçte, milletvekillerine 3 dönem kuralının getirilmesi gibi 28 maddelik değişiklikler, günün en ilginç başlıklarından biri olarak öne çıktı. Demokrasiye dair hayati bir adım mı, yoksa mevcut duruma çare bulmaktan çok daha fazla ezber bozan bir ilüzyon mu? İşte bunu izleyip göreceğiz.

“SON BİR KEZ ADAY OLABİLİR”

Özgür Özel’in Anayasa’dan anladığını zannettiği şeylere bakılırsa, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir kez daha aday olma şansının bulunduğunu savunuyor. “YSK geçen adaylığı ikinci adaylık kabul etti” derken, acaba bu ifadeyi derinlemesine düşündü mü? Yüksek Seçim Kurulu, bu konularda o kadar tarafsız ki, yakında kendi kendisine aday olacak gidişatında hiç de şaşırmamak gerek. Özel, bu duruma karşı bir şeyler yapmaya çalışsa da, net sonuçlar yaratmaktan ziyade sadece boş bir tartışma zemininde döneceği açık.

“6 AY KALA ERKEN SEÇİME YOKUZ”

Seçimlere sadece altı ay kala hiç kimsenin erken Seçim teklifi yapmasını kabul etmeyeceklerini söyleyen Özel, “4,5 sene milleti yoksul bırak, işsiz bırak, 6 ay kala ‘Hadi seçimleri yenileyelim.’ Biz orada yokuz.” diyerek durumu netleştirmiş. Fakat burada düşündüren bir soru yok mu? 4,5 yıl boyunca yaşananlar bir hikaye anlatısı mı? Yoksa erken seçimden önce iyi günler mi hayal ediyorlardı? Net olan şu ki, Özel’in söylemi, iktidara karşı elinde tutabileceği bir koz olarak kalmaktan öteye geçmeyecek gibi görünüyor.

“GELECEK YILIN KASIM AYINA KADAR ERKEN SEÇİME VARIZ”

Bu konuda ileriye dönük meşhur bir tarih belirlemesi yapan Özel, “Gelecek sene kasım ayının tam ortası” diyerek, hem zamanın akışına dair bir kontrol hissi vermeye çalışıyor hem de gecikmeyi affedilemez kılmak istiyor. “İnat eder 2,5 yıl daha olursa asla bir daha aday olamaz,” diyor, ama bu galiba Türkiye siyasetinde bilinen bir gerçek, “inat kalıpları” asla yıkılmıyor. Bilmiyoruz, belki de 2,5 yılı geçirmeden, kendine güvenen bir “bunu başarabilirim” riski alırsa; öyleyse kim bilir, belki de kasım ayı, siyasi tarihe damga vuracak bir dönem olur.

“CHP” target=”_blank” rel=”tag”>CHP BURADADIR”

Özel, “Eğer cesaretiniz varsa kararı bugünden alalım ya da 8 ay sonra alalım” derken, dev aynasında kendine cesaret arayan bir yapıda mı? “Gelecek sene kasım ayında Seçim yapmaya, karşımıza çıkmaya varsanız, CHP” target=”_blank” rel=”tag”>CHP buradadır” diyerek mevcut durumu bir şantaj aracı gibi sunuyor. Siyasi kale içinde bulundukları durumun ironisi, bu tehditlerin aslında kimseden korkmadığı izlenimi vermekten uzak olduğu gerçeğidir. Peki, burada aslında kaçan kim? Nihayetinde, bambaşka bir siyasi atmosferde, cevaplar belki de basit bir soruda saklı: Türkiye’nin yöneticileri nerededir?