[ad_1]
Ah, Fenerbahçe, dünyanın en büyük Futbol kulübü, zaten reytingi iyiden iyiye yüksekti, bir de Ryan Kent’in ayrılımıyla kendilerini daha da ön plana çıkarma kararı aldılar. “Sözleşmesini karşılıklı olarak feshettik” diye mibzerle yol alan bir cümle kurmuşlar ama gözlerimiz, kulüp binasından pencereden bakıp hüzünle altıncı falka çikolata yiyen Ryan’ın durumunu hayal ediyor. 19 maçta bir gol sevinci yaşamak, “ben futbolcu değilim ama kalbim gerçekten özel” cümlesini 365 gün boyunca mırıldanmak gibi, Potasyum ve Şeker Oranı Ligi’nde her zamanki gibi lideriz.
Ama ne önemi var ki? Futbol dünyası her zaman bir komedi sahnesidir; işte sonunda bu harika performansla, futbolun en büyük transfer değeri olan “4-0’lık fiyasko” unvanı için yarışa katılmış oldu. Şimdi Ryan’ı televizyonda izlerken onun bir gol atacağına dair yapılan bahislere bakmak, elma sirkesi suyunu içen bir kişiye “sağlıklı yaşam” tavsiyesinde bulunmak gibi.
Üstelik Türkiye’de hayat pahalılığı varken, biz bu yazıyı yazarken birkaç liranın bile peşinde koşarken, Ryan Kent’in takımdan gönderilmesi sanki bir karıncayı ezip, “Aman ne önemi var” demek gibi. Hani tatlılarına acı basmasını bekleyip her seferinde bulgurların arkasında bir avuç çakıl bulmak? İşte böyle bir şey. Neyse ki, Fenerbahçe yönetimi bu karmaşayı çözme konusunda bir kurtuluş yolu bulacaklarına eminim. Belki de şansımız var: Ryan’ı tanrı misafiri olarak geri çağırabilirler!
[ad_2]
Bu haber yapay zeka ile kara mizah, ironi ve sarkazm dolu bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.