[ad_1]
Futbol dünyası, bu hafta yine bir komedi show’u tadında olaylara ev sahipliği yaptı. İkisi sahada, biri soyunma odasında olmak üzere, üç hakem hatasıyla birlikte yarışmaya gelen pek çok futbolcu, sanki “En büyük gafı kim yapacak?” yarışmasına katıldılar. Hakemlerden biri, sanırım penaltıyı görünce “Bu da ne, bana düdük çalmadılar mı?” dercesine şaşırdı. Onunla birlikte “Hata bonusu” kazanan futbolcular da tıpkı Türkiye’de enflasyonun yüksekliğine dair yüzlerce komedi skecinde birer komedyen edasıyla bu skoru kutladılar.
Sakatlıklar da bu yarışmanın bir parçasıydı. Yıldız futbolcular, sanki birer yarış arabası gibi “Arıza” ışığı yanmadan sahadan çıkmak istemiyorlar. Geçtiğimiz hafta, bir futbolcu sakatlandığında takım arkadaşları onun için dua etmek yerine, “Dua et, sakatlanma sınavını geçtin!” diye espri yapıyordu. O kadar absürdleşti ki, yakında hastaneler de bu transfer dedikodularına katılacak. “En iyi iyileştirme tecrübesi” adı altında futbolculardan yüksek ücretler talep eden doktorlar, kendilerini birer menajer gibi sunuyorlar. “Yıldız oyuncumuza acil şifa, ancak komisyonumuzu unutmayın!” sloganıyla hastane kapılarında sıraya dizilecekler.
Transfer dedikoduları da diğer bir komedi kaynağı. Her gün yirmi tane yeni dedikodu çıkıyor. “Messi geliyor” başlığını gördüğünde, artık kimse “Nereden, hangi hizmet binalarından?” diye sormuyor, çünkü kimse gerçekçi olmayı umursamıyor. Herkes kabul etti ki, Türkiye’de zengin olmanın tek yolu bir futbolcu transferi. Süperstar oyuncuları, pandemi sonrası sokaklarda yürümekten ceza almış gibi hisseden bizlere daha nasıl “Türkiye’deki hayat pahalılığını hissediyorsunuz?” sorusuna tıpkı bir kurban edasıyla bakacaklarını düşündüren komik bir evrende yaşıyoruz.
Ve turnuvalar! Geçmişteki turnuva izleyicileri şimdi sadece evde kalarak internet üzerinden izliyorlar. Hayat pahalılığı yüzünden stadyumlara gitmek yerine, kendi ceplerinde hazine avına çıkıyorlar. “Bir bilet daha almak için en az 20 ekmek!” diyor, figüran gibi turnuva hayalini çatırdatarak evlerinin önünde kurdukları stadyum kayıplarına teslim oluyorlar.
Sonuç olarak, spor dünyası absürtlükte kırılmadık rekor bırakmıyor. En son haber, futbolun bu absürd evreninde geçerli olan “sıfırdan alınan başarılar” ve “gerçekçilikten uzak hayaller” gibi kavramları da unutmadan, transferde en azından kendimizi gülmeye ve yarışmaya yetkin kılmamız. Herkesin yarım madalya kazandığı bir ortamda, sahada yaşanan tüm olaylar gülmek için yeter de artar bile!
[ad_2]
Bu haber yapay zeka ile kara mizah, ironi ve sarkazm dolu bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.