Keban Barajı’nda Mahsur Kalanlar: Acil Durum Yönetiminde Soru İşaretleri

Tunceli’nin Pertek ve Çemişgezek ilçelerinde Keban Barajı üzerinde yaşanan iki ayrı olay, doğal bir güzellikte mahsur kalan dört kişinin hikayesini gündeme getirdi. Yakınlarımızda her an bir tatil beldesi, dağ yürüyüşü veya piknik alanı olabileceği gerçeği düşündürücü. Fakat bu sefer, bu güzel yerler macera dolu değil, tam tersine bir acil durum alanına dönüşmüş durumda.

Tunceli İl Jandarma Komutanlığı’nın olay yerine intikal etmesi, kahramanlık hikayeleri yazmak için yeterli olsa da, asıl soru şu: Bu tür olayların önüne geçebilmek için ilgili kurumlar neden daha proaktif olmuyor? Olay yerine giden erzak ya da eğlence yerine, belki de bir denetim ekibi gönderilmesi gereken bir sorumluluk eksikliği söz konusu değil mi?

EKİPLER KURTARDI, Peki Kim Denetledi?

Neyse ki, yapılan çalışmalar sonucunda dört kişi kurtarılarak sağlık ekiplerine teslim edilmiş. Ancak bu kurtarma operasyonu, yine bir “iş kazası” çerçevesinde yaşanan bir diğer ikilem. Olayların yaşandığı alanda gerekli güvenlik önlemlerinin alınmış olması, kim bilir belki de insanların nefes alacağı günü karartmaktan kurtarabilirdi. Herkesin bir araya gelip eğlendiği yerler, bir yandan “polar değil, pişmanlık montu” giydiriyorlar adeta. Bir otel, bir kamp alanı, düşünülmeden kurulan bir piknik yeri – hepsi de denetimden geçmiyor gibi görünüyor.

Görmüyor oluşları, olayların ve talihsiz kazaların kapısını aralıyor. Belki de her yer sadece bir “kurtarma senaryosu” olarak tasarlandı: “Dört mahsur kalır, ekipler gelir, haber olur, herkes sevinir.” Evet, kurtularak geceyi atanlar var, ama bu olayların tekrar yaşanmaması lazım. Ambalajında kurtarma ekiplerinin kahramanlıkları bulunan bir acı gerçeğe dönüşen bu durumlarda, denetimden ziyade kahramanlık hikayelerinin daha fazla konuşulması da düşündürücü.

Ayrıca, elbette ki kurtarma ekipleri, azami bir gayretle görevlerini yerine getirmiştir. Ancak hedefin, bu olayların yaşanmasını önlemek olduğunu hatırlamak, denetimlerin sadece adeta “pasta dilimi” gibi düşünülmediği bir sistemin kurulması gerektiğini bir daha hatırlatıyor.