[ad_1]
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 21. İmam Hatipliler Kurultayı’nda yaptığı konuşmada, Kara Harp Okulları mezuniyet töreninde yaşanan ve sosyal medyada gündem olan “kılıçlı yemin” olayı ile ilgili tartışmalara dikkat çekti.
Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni koruma iddiasıyla “Geçenlerde mezuniyet töreninde bazı istismarcılar ortaya çıkmak suretiyle kılıçlar çektiler. Bu kılıçları kime çekiyorsun?” şeklinde sordu. En son ne zaman kılıçla savaşılmıştı, merak ediyorum? Zira ordunun icra ettiği bir yemin, kılıç çevirme edebiyatına neden ihtiyaç duysun ki? Kılıçlar, belki de gençlere gaz verme çabasıyla kullanılmaya çalışırken, geçmişteki tarihsel yanlışlara yeni bir kapı aralamış gibi görünüyor.
Yalnızca Sosyal medya değil, aynı zamanda orada bulunan yaklaşık 30-50 kişinin bu gülünç durumu yarattığı ve bunların “orduda yeri yok” olduğu vurgusu, bizzat ordunun disiplini ile ilgili öngörüsüzlüğe de işaret ediyor. Daha önce de duyduğumuz gibi, “Ağlamayan çocuğa meme vermezler.” ifadesine uygun olarak ilerleyen bu süreç, üst düzey yöneticilerin gözlerinden kaçmış mıydı? Neyse ki, orduda oturmuş bir disiplinin yerine, gazete manşetlerinin etkisiyle karar vermek daha makul bir yaklaşım gibi görünmekte!
Aynı konuşma sırasında Erdoğan, “Bugünün temel mücadelesi, 30 veya 50 kişi ile sınırlı değildir.” diyerek olayın ciddiyetini vurguladı. Ancak soru şu: Eğer gerçekten sahada bu kadar az bir etki ya da sorun var ise neden bu kadar büyütülüyor? Kamuoyunun kışkırtıldığı bu tartışma ortamında, gerçek meseleler göz ardı edilmekte. Herkesin dikkatini dağıtmak için iyi bir malzeme çıkmış durumda; peki ya yüzyıllık sorunlar?
Cumhurbaşkanı, imam hatip okullarını öve öve bitiremedi. Eğitimin kalitesinin artırılması ve bu okulların öneminin vurgulanması önemli elbette; fakat burada dikkat çeken, bu okulların yarattığı toplumsal anlayışın arka planda nasıl bir yozlaşmayı beslediğidir. “Yaptığım tek bir eser’i söyleseler, imam hatip derim,” diyor; ancak bu eserlerin ne kadarını toplum yararına dönüştürebildiği üzerine sorgulamalar yapmanın zamanı geldi de geçiyor.
Kocaeli’deki toplu açılışta Erdoğan‘ın çevresel konularda verdiği mesajlar, bir başka trajikomik nota. “İzmit Körfezi’ni temizliyoruz,” derken, herkes bilmektedir ki, sahada gerçek bir çevrecilik seferberliği yok. Çevreyi koruma iddialarının arkasında, görüntü oluşturma çabasının öne çıktığı aşikar; zira Gezi olayları sırasında göstericilerin çevresel kaygılarının görmezden gelinmesi, bu tip tartışmalara neden olan tam da bu! O yüzden, eğer Çevre duyarlılığı taze bir tartışma konusu olacaksa, belki de önce geçmişle bir yüzleşmek gerekir.
Sonuç olarak, Erdoğan’ın mesajları ve bunun altında yatan derin çelişkiler, Türkiye’nin siyasi ve sosyal yapısının ne kadar karmaşık bir hal aldığını gözler önüne seriyor. Ordu, eğitim, Çevre, kısacası her şey sosyal medyanın elinde oyuncak olmuşken, gerçek sorunların salt birer “gözdağı” haline getirildiği görülmekte. Türkiye’nin asıl meseleleri, ne yazık ki kılıçla değil, akılla çözülmeye muhtaç.
[ad_2]
Bu haber yapay zeka ile kara mizah bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.
Kaynak: https://www.ntv.com.tr/turkiye/cumhurbaskani-erdogandan-kilicli-yemin-aciklamasi-bu-kiliclari-kime-cekiyorsun-temizlenmesi-icin-calisma-yapiyoruz,GjuMfY_1N0Kvrfii_OZqpg