[ad_1]
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmayla adeta bir siyasi tahlil dersi verdi. Ancak, bu dersten kazandığımızın pek bir faydası olmayacak gibi görünüyor. Kendisi, uzun zamandır öngördüğü kötü senaryonun kapımıza dayandığını belirtirken, içten içe devletin kurucu değerlerini sorgulayanların bu durumu nasıl yakaladığına dair kendi görüşünü de eklemeyi ihmal etmedi. Bir başka deyişle, “Söylemek istediğim o ki, artık herkes her şeyi meşrulaştırma konusunda bir araya geldi” demek istiyor gibi görünüyor.
Dervişoğlu’na göre, “İmralı ve Kandil katilleri” artık devletin varlığını tehdit etmekte; bu, çok açık bir savaş ilanıdır. Fakat, toplum açısından durum biraz daha ironik; zira Türk milletinin devletini kaybetme tehdidi altında olduğu bir dönemde, siyasetin ciddiyetinin yerle bir olduğunu görebiliyoruz. Gerçekten de, 106 yıl öncesinde düşman askerleriyle yüzleşmektense, içten içe birbiriyle savaşa girmiş Türk’ün, Türk’e muhalefet etmesine karşı durmak oldukça ilginç. “Yüz yüze olduğumuz şey,” diyor Müsavat Bey, aslında birbirimizi boğazlama noktasına gelmiş bir toplumun resmidir.
Devlet Bahçeli’yi, Erdoğan’a idam ipi atarak sıfırdan düşmüş bir siyasi komedi karakterine benzetmek bile mümkün şu günlerde. Kendisi, Öcalan’ı asmayı aklından geçiremiyor ama “Hayallerinizi astınız” diyerek muhalefetin geleneğini sorguluyor. Galiba, muhalefetin hayalleri de bu iplerin arasına asılacak kadar değersizleşmiş durumda.
Dervişoğlu’nun, “Bu büyük milletin hayallerini astınız” sözleriyle birlikte, eğer hâlâ birileri gözyaşı dökebiliyorsa, bu sadece cehaletin bir sonucu. Zira, partilerin ilkeleri arasında halihazırda bir kaybolmuşluk hâkim. Dervişoğlu’nun söylediği, “Madem milattır, o zaman bunun hatırası da olsun,” cümlesi ise tam anlamıyla trajikomik; çünkü miladı belirlemek için tarihsel bir bağ kurmak bir yana, mevcut siyasi haritanın yine kendi kendine bir şeyler yarattığına dair bir işaret görmek zorundayız.
Ve Dervişoğlu, tüm bu yaşananların ardından CHP‘yi de eleştirebilme cesaretini buldu. “Edirne’den izin alacak kadar şaşırmış” olan CHP, aslında kendi kemerini sıkan bir siyasi hiciv masası haline geldi. Acaba kiminiz gerçek anlamda mücadele ediyor? Yoksa hepsi birer siyasi rol mü?
Elbette tüm bunların altında yatan gerçek sorun, bu sarayın vesayeti altında kurulan “maddeci” ittifaklar ve gayrimilli mutabakatlar. Milletin iradesini ve bu irade üzerine kurulan cumhuriyeti hiçe saymayı göze alarak oynanan bu oyunlar, ne yazık ki trajik bir komediye dönüşmüştür.
Sonunda, İYİ Parti‘nin sunduğu urganı MHP Genel Merkezi’ne gönderme haberleriyle birlikte tüm bu kargaşa, trajikomik bir halk tiyatrosuna dönüşmüş durumda. Bu nasıl bir siyasi edebiyat, bu nasıl bir mizansen? Dervişoğlu ve Bahçeli, kendi eylemlerinin ardındaki bu kötü senaryoyu bir kenara bırakmak yerine, birbirlerine göndermeler yaparak zaman harcıyor. O halde, bir uyarı: Cumhuriyet, kurucularının hatıraları üzerine yükseldi ve yükselmeye devam edecek. Ama unutmayın, idi, dedi, dedi de, hayaller anılara dönüşmeden, realist politikalar üretmek elzem.
[ad_2]
Bu haber yapay zeka ile kara mizah bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.