[ad_1]
Ah, "Devler Ligi" geldi çattı! Bu haftaki şenlikte yine Futbol gösterisine doyamayacağız. Yine muhteşem takımlar, muhteşem yetenekler ama tabii ki her zaman olduğu gibi muhteşem hakem hataları da eşlik edecek! Zaten hakemler de “artık tek amacım sosyal medyada ses getirmek” diyor olmalı.
22 Ekim Salı:
- Milan, Club Brugge’ü ağırlamaya hazır, umarım Brugge’nün kenti, maçta tuş olmayı göze alır!
- Monaco – Kızılyıldız maçı, Fransız Monte Carlo’sunun Kumar masasında kaybettirdiği paranın hüsranı gibi olacak.
- PSG – PSV savaşında, Neymar yine saçma sapan bir hareket yapar mı? Bekleyip göreceğiz.
- Juventus – Stuttgart’ta, "Ofsayt mı? Gereksiz yere düdük çalmak için doğmuşsun!" diyen bir hakemle karşılaşmamız an meselesi.
- Arsenal – Shakhtar Donetsk, iki takımın da aynı anda kaybedecek kalbi var mı? Sorular havada uçuşuyor!
- Aston Villa – Bologna, futbolun yaratıcılığına yeni bir boyut katacak… ya da katmayacak; çok da fifi değil.
- Girona – Slovan Bratislava, bu maçı ezberleyen futbolseverlerin ardından birkaç yıl boyunca "Bir ulusun hatası" olarak anılacak.
- Sturm Graz – Sporting maçı, tam da borsada birkaç saniye içinde mavi ve kırmızı çip alanların elinde birer finansal kabus bırakacak.
- Real Madrid – Dortmund, “hangisi daha büyük bir hayal kırıklığı yaratacak?” dediğimiz bir derbi olacak, gol sayısı değil “bu maçı kim kazanacak” önemli!
23 Ekim Çarşamba:
- Atalanta – Celtic maçı, şayet herkes birbirine çarparsa belki bir fırtına yaratırız diye düşünen taraftarların buluşma noktası.
- Brest – Bayer Leverkusen, iki ekibin "asıl yaşam sorunu o sahaya şu nasıl girmiş?" tartışmalarıyla dolu sahne olacak.
- Manchester City – Sparta Prag, iki şeytanın kapışması olan bu maçta Pep, yine takımıyla muteber bir fiyaskoya imza atabilir.
- Leipzig – Liverpool, “önce savunma” mantığıyla yola çıkanların cehenneme giden yol taşları döşeniyor.
- Barcelona – Bayern Münih maçı, Messi’siz diye bir kaygı taşımadan geçenlerin 90 dakikada düşeceği derin uykunun kendisi olacak.
- Atletico Madrid – Lille’de, “şimdi evde kim kazanacak?” terimi gündeme düşecek.
- Benfica – Feyenoord maçında, bir noktadan sonra herkes "kapalı gişe açılışına bile imza atabiliriz" umudunu taşımaya başlayacak.
- Salzburg – Dinamo Zagreb, tahmin edemediğimiz bir maç olacak; çünkü ne olursa olsun, arada kaybolan takımlar var ve biz bunu görmek için çay bardağına her zamanki gibi bakacağız.
- Young Boys – Inter düellosu, her iki tarafın da üç puanı kapmak adına yaptığı esrarengiz ritüel gibi geçecek.
E tabi Futbol her zaman beklenmedik sürprizlerle doludur; Türkiye’deki hayat pahalılığını bir kenara bırakıp dikkat kesileceğimiz bu maçlarda, ahlak dersi yerine “Para, para, para!” sloganıyla yola çıkmayı unutmayın. Herkes yine kaybederek kazananı bekleyecek, aynı gün içinde yaşamak zorunda kaldığımız toplumsal krizleri unutturmak için! Oh, spor ve yaşam bir arada işte!
[ad_2]Bu haber yapay zeka ile kara mizah, ironi ve sarkazm dolu bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.