[ad_1]
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Eğitim Öğretim Yılı Açılışı, Eğitim Teknolojileri AR-GE ve Kalite Zirvesi’nde yapmış olduğu konuşmada, Sosyal medya ve oyun platformlarını gençlerimizi zehirleyen kaynaklar olarak nitelendirerek dikkat çekti. Ancak, burada ironik bir durum söz konusu; yıllardır bu platformların eğitim sisteminin bir parçası gibi uzaktan takip edilmesi ve zaman zaman da “aman, çocukları bu tehlikeden koruyun” kampanyaları düzenlenmesi. Yaşadığımız dijital çağda, bu platformlara yasak koymak yerine gençleri bilinçlendirmek, eğitimle güçlendirmek daha mantıklı değil mi?

Erdoğan’ın açıklamasında, Sosyal medya ve oyun dünyanın, aile yapısını tehdit eden sapkın akımları özendirdiği belirtildi. Oysa karşımızda durup düşünmemiz gereken birkaç önemli nokta var: Birkaç dijital platforma ve içeriklerine odaklanmak yerine, bütün bu sorunların fikir krizi ve eğitim eksikliğinden kaynaklandığı gerçeğini unutmamakta fayda var. Türkiye’nin gelişim hedeflerinden söz ederken, dijital okuryazarlığı, eleştirel düşünmeyi ve çocukları bu yeni dünyaya hazırlamayı neden gündeme almak zorundayız ki?

Cumhurbaşkanı’nın mesleki eğitimle ilgili haber verdiği yeni açılımlar da dikkat çekici. Sanki yıllardır bekleyen bu yenilikler için bir tür “mesleki eğitim atölyesinin” açılışına katılmış gibi. Türkiye Yüzyılı hedefimiz büyük bir geri dönüşüm projesi misali, çağın ihtiyaçları göz önünde bulundurulmadan hazırlanan kadük bir plan olarak karşımıza çıkmadan önce, gerçekten nitelikli bir iş gücü yetiştmek adına atılacak somut adımları tartışmak daha yararlı olmaz mı?

Erdoğan, öğretmenleri överken, öğretmenlerin canlarını ortaya koyduğunu vurguladı. Ne yazık ki, çok sayıda öğretmenin destanı; eğer yaşam hakkında gerçek bir mücadelesi varsa, göz ardı ediliyor. Birçok eğitimci, hem maddi hem manevi olarak yetersiz koşullarda çalışırken, sadece saygı gösterilmesiyle mutlu olmuyor. Eğitimin kalitesizleşmesine neden olan pek çok sistemsel sorun yok sayıldığı sürece, öğretmenlerin azmi de anlaşılmaz bir melodi gibi yankılanmaya devam edecek.

Son olarak, Erdoğan’ın “ulusalcı” racon keserek uluslararası şirketlerin avukatlığını yapma üzerinden yaptığı ithamlar, kendi iktidarının zıddı olan eleştirilerle dolup taşan bir eleştiriyi de barındırıyor. Kendi iktidarının belirli kitlelerin çıkarlarını koruyarak kararlar aldığını; özgürlük maskesi adı altında aslında merhamet, büyüme veya gelişim değil, ancak yıkım yaşandığını söyleyebilmek için sosyal medyanın sonuçlarından bağımsız bir gerçeklik sunmak, ciddiyetle ilgili önemli bir masa üstünden bakmayı gerektiriyor.

İnternet dünyasındaki tehditleri ele alış şekli bir hayli çelişkili. Gerçekten çocukları koruma sevdası var mı, yoksa var olan boşluğu doldurmakla mı meşgul? Özgürlük ve bağımsızlık iddiaları ön planda tutulurken, asıl hedeflerin neler olduğu gözden kaçmamalıdır. Çünkü eğitimsizlik ve bilinçsizlik var oldukça, teknolojiyle olan ilişkimiz de bir o kadar trajik bir hal alacak, her gün yeni bir sorunun kapısını aralayacaktır.

[ad_2]

Bu haber yapay zeka ile kara mizah bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.

Kaynak: https://www.ntv.com.tr/turkiye/cumhurbaskani-erdoganoyun-platformlari-genclerimizi-zehirliyor,f9XVy7cgukukiX8BHJUVhw