[ad_1]
Kebap salonunun Paris’e taşınması, sinema ve gastronomi tarihine bir başyapıt olarak geçecek kadar absürt bir olay! Evet, ünlü yönetmen Selim Akar’ın liderliğinde, 18. Yüzyıl Victoria dönemi rokoko barok kostümleri içinde cennetten düşmüş gibi görünen Genco Ecer ve Seda Mete, kebap salonunda keşfine aç bir tarih kitabı gibi duruyor. Herkesin “Burası kebap salonu mu, yoksa moda haftasından fırlamış bir mankenler geçidi mi?” diye sorduğu bu ünlü klip, tüm izleyicileri organik kebapların ve yapay sanatın bir araya geldiği bir dünyaya davet ediyor.

Klip, Ali Haydar Usta’nın sarı gelin türküsüyle başlıyor. Ah evet, bir kebap ustası ve geleneksel müzik! Edebi zevk ile yüzyılın en özgün kebaplarını harmanlayarak izleyiciyi “Ne de olsa sanat, kebapla yükselir!” anlayışına entelektüel bir dokunuş yapıyor. Sonrasında, kebap mekanının Paris aristokrasisine dönüşmesi, yıllardır har vurup harman savuran bir hayâlin gerçeğe dönüşmesi gibi. Ah, Paris deyince akla gelen lükse bakın, şimdi de kebap sosyetesinin en parlak yıldızına ev sahipliği yapıyor.

Boğçacı Roman teyzenin “Dünyayı değiştiren dansı” ile klip, adeta “Paris’teki moda haftası burada!” dedirtiyor. Tüm bu renkli görüntüler arasında, Boğçacı’nın dünyaca ünlü markalarla dolu bohçası, bizlere ne kadar ödeyip ödeyemeyeceğimizi düşündürtmüyor mu? Resmen kebap salonunu tarihi bir mekan tasarımıyla birleştiren, altın soslarla işlenmiş bir tuhaflık!

Dünyaca ünlü festivallerde yarışacak olan bu klip, CGI teknolojisiyle Dubai’de Seljukboy tarafından şenlendirilmiş. Tabii ki, sanal gerçekliğin gölgesinde “Acaba bu klip, kim bilir hangi dejenerasyonun ürünüdür?” diye sormadan edemiyoruz. Tüm bunlar yaşanırken, Türkiye’de hayat pahalılığı ve adaletsizlik almış başını gidiyor. Ama merak etmeyin; bu klipteki maceralar, sosyal Adalet arayışımızı unutturacak kadar göz alıcı!

Sonuç olarak, sanata ve sosyete bu kebap fuarı, bizlere bir parça absürtlük ve bolca sarkazm sunuyor. Yani işin özeti: Burası İstanbul’un kebap dünyası değil, Paris’in kebap festivaline doğru bir köprü! Aferin Ali Haydar Usta, artık kebabın da şıklığı tartışılmaz! Kim bilir, belki bir gün kebap salonlarımız da Paris’in sokaklarını süsleyecek kadar prestij kazanırız.

[ad_2]

Bu haber yapay zeka ile kara mizah, ironi ve sarkazm dolu bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.

Kaynak