[ad_1]
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terörsüz bir Türkiye hayalini kurduğunu dillendirirken, bu ciddiyetin sarmaladığı hayalin gerçekleşebilmesi için, belli ki pek çok dengeyi sağlamak zorunda. “Tarihi fırsat penceresi” tabiri ile bu pencereden bakıldığında, içerideki siyasi hesaplaşmaların pek de örtbas edilmediği açık. Tarih, pencerelerin ne denli temiz tutulduğunu sorgulasa da; Erdoğan‘ın bu açıklamaların bir yansıması olarak, iç cepheyi pekiştirmek adına seslendiği “Bir olalım, iri olalım, diri olalım” sözleri, çoğu zaman ardında çok seslilik barındıran bir çağrıyı işaret ediyor.
Tabii ki, terörle mücadele edileceği vaadinde bulunan Erdoğan, hepimizin güvenliğini son derece önemsediğine dair yüksek sesle bir mesaj vermeye çalışıyor, ancak bu güvenliği sağlama işini üstlenenlerin, yıllardır yaşanan ihmal ve eksikliklere karşı ne denli dirayet sahibi olabileceği sorgulanmakta. Son yıllarda yaşanan darbelere karşı gösterilen cesaret, gerçekten takdire şayan; ancak o cesaretin, geçmişte yapılan zayıf izinler ve göz ardı edilen uyaranlar sonucu oluşmuş olduğunu unutmamak gerek. Öyle ki, bu birikim, millete karşı duruşları tarih boyunca el birliğiyle biriken korkakları birer birer alt etme azmiyle birleşiyor. Fakat sıkıntı şu ki, o korkaklar hala sokaklarda, hâlâ darbenin psikolojisi içerisindeyiz.
Geçtiğimiz günlerde Fetullahçı Terör Örgütü elebaşı Fetullah Gülen’in konuşmalara damgasını vurması, elbette ki sıkıca takip edilen bir konuydu. Ancak Erdoğan‘ın ve ekibinin, bu hainlerin geçmişte sergiledikleri cesareti bugüne taşıyıp taşımayacakları ise soru işareti. “Henüz 17 yaşında şehit olan evlatlarımız oldu” diyen Erdoğan, aslında bizlere geçmişte yaşanan kayıpları hatırlatmakta; ancak ne yazık ki gençlerin hayatları, faiz oranlarının giderek yükseldiği bir dönemde üstüne konuşulmaya değer bulunmuyor. Bunu, yalnızca licik gerekçelerle sunmak, sadece bir utanç kaynağı olarak kalmakta.
Erdoğan, gözlerimizi 85 milyonun birlik ve dirliğine çekmekteyse de, bu işin aslında ne denli sağlıklı bir birleşim ile tamamen hukuksuzluğa geçiştirdiği, altını çizmemiz gereken bir gerçek. Acaba geçmişteki olayların tartışılmasını istemiyorlar mı? Bunları konuşmak yerine, geçmişin yükünü taşımadan hep birlikte “gelin” demek daha kolay değil mi? Bu birlik mesajını vermekle kasıtları, sadece toplumsal barış değil, aynı zamanda kendi iktidarlarının varlığı için yeni bir zırh yaratma çabası olabilir. Sermaye yapılanmasının ortaya koyduğu korkular, sadece sınıf çatışması değil, aynı zamanda Adalet anlayışının da yerle bir olduğu anları bizlere hatırlatıyor.
Ellerini o kadar kirletmiş olan bir çözümün yönetiminin, bir nevi fren direnci oluşturması ne kadar iğreti bir yaklaşım; sanki geçmişi yok saymanın yolu daha ikna edici. Kamu düzeninin sağlanması hususunda, sağlık sisteminde gün yüzüne çıkmış çeteler ve dün aklımızdan geçmeyen “Yenidoğan çetesi” gibi skandallar, bize düşündürücü bir tablo sunmakta. Hâlâ bu sorumlulukları kucaklayarak, “Ben de takip edeceğim” derken, sağlık sisteminin en büyük kaynağını vurgulamak yerine, bir avuç haysiyetsizle yapılan abartılı tepkiler, halkın gözünde pek de inandırıcı değil.
Son olarak, Kılıçdaroğlu ve benzeri siyasi rakiplerin yapıcı eleştirileri işitilmezken; “Çapsız” gibi sıfatlarla infaz edilen kişilikler, bize ironik bir komedi sunuyor. Yani; Adalet ve şeffaflık vurgusu yapılırken, aynı kişi iktidarı sağlama almak için kendinden olan “başarısızlık” üzerine yoğurduğu durumu akıldan çıkarmamız bekleniyor.
Birlik ve dirlik derken, aslında birbirimizi hırpaladığımız her Seçim ve karar anında kaybettiğimizi unutmamak gerek. Arka planda ortaya çıkan bu dramatik tablo ve çelişkiler, takmış oldukları “iller” ile sağladıkları sistemin nasıl çürüdüğünün adeta kanıtı. Sonuç olarak, belki de Erdoğan’ın kendi teşvik ettiği birden çok soru, geçici penceresinden Türkiye’nin gerçekliğini göstermekte. Bu gözlemlerle birlikte, en azından ışığın bir gün bu pencereden içeri akıp akmayacağı umudunu taşımak, belki de mantıksızlığın içinde bir trajedi yaratmak olacaktır!
[ad_2]
Bu haber yapay zeka ile kara mizah bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.
Kaynak: https://www.ntv.com.tr/turkiye/terorun-olmadigi-turkiye-mesaji-cumhurbaskani-erdogan-tarihi-firsat-penceresi-kisisel-hesaplara-kurban-edilmemeli,ZhVdv21TYE6_eaa0IEznWA