[ad_1]
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında yaşananların “gözler önüne serildiği” bir konuşma yaptı. Özel, sağlık çalışanları ile ilgili skandallara yaptığı göndermelerle dikkat çekti. “Bu çete çok berbat bir şey yaptı” derken, aslında esas sorunların çok daha derinlerde, sağlık politikalarını yönetenlerin sorumsuzluğunda yattığını belirtti.

Özel’in belirttiğine göre, “çürük elmalar” dediği bireyler, hem hekimleri hem de sağlık emekçilerini zan altında bırakarak, ailelerde eski acıların yeniden gündeme gelmesine neden oldu. Bu “travma”nın etkileri, sağlık sisteminin çürümüşlüğünün bir göstergesi olabilir mi? Yoksa Özel’in “kolay atlatamayacağız” demesi, sorunların üstesinden gelinmeyeceğine dair bir pes ediş mi?

Özel, yenidoğan bebeklerinin öldüğü iddialarını gündeme getirerek, “savcı tehdit edilmeseydi şimdi çok farklı bir durumda olabilirdik” diyor. Buradan anlaşılan o ki, sağlık sisteminin felaket senaryolarıyla dolu bir geçmişi var. “Gözü dönmüşlüğe olanak tanıyan iktidarın sağlık politikaları” ifadesi ise, bu durumun bir neslin kaderi üzerinde nasıl bir etki yarattığını gözler önüne seriyor. Sağlık Bakanı’na yaptığı çağrı ise, Adalet arayışının son derece ironik bir boyut kazanmasına sebep oluyor. Zira “Kendisini kişisel sebeplerle değil, fevkalade ilkesel bir yerden istifaya davet ediyorum” derken, sanki istifa etmek kişisel bir inisiyatif değilmiş gibi bir hava yaratıyor.

Özel, geçmişte görev yapan sağlık bakanlarına yönelik suç duyurusunda bulunacağını açıkladı ama bu çabaları, “bir daha asla olmamalı” gibi deyimsel bir cevabı da beraberinde getiriyor. Meclis’in kamulaştırma konusunda geçmişte gösterdiği cesareti, şimdi benzer bir meselede göstermeyişi, ironik bir şekilde dikkat çekiyor. Yani bu durum, Bakanlıktan hüsranla ayrılanların ardından atılan adımların ne kadar ciddiye alındığını sorgulatıyor.

FETÖ elebaşı Gülen’in ölümünü gündeme getiren Özel, “Bu ülkeye çok büyük kötülükler etti” derken, bunun yanı sıra darbeyi tezgahlayanların onları geri getirip, “Doğduğun yere git!” demesi akıllara zarar bir senaryo. Oysa ki bu ülkede asıl olan, bu anlamsız düşmanlıkların sona erdirilmesi değil midir?

2025 bütçesinin, Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerinden gelen “yüzde 38’lik artış” ise resmen bir şaka gibi duruyor. Sarayda dakikada harcanan iki asgari ücret ve faiz harcamalarının trilyonlara ulaşması, aslında hangi ölçeklerde terörün ne olduğunu anlamamız için yeterince serin bir tablo çizerken, “Faiz her 5 liralık verginin 1 lirasını alıyor” sözü, bütçenin adeta bir komedi şemasına dönüştüğünü ortaya koyuyor.

Son olarak, Bahçeli’nin açıklamaları karşısında Özel’in “Kürt ve Türk anasının göz yaşı dursun” vurgusu, tam anlamıyla bir tür deva arayışı. Fakat bu tür açıklamaların, “Kola dök, hemen biter” tadında yüzeysel kalması, asıl trajikomik durumu ortaya koyuyor. CHP’nin bu konuda “Tam destek vereceğiz” ifadesi, aslında yapılması gerekenlerin hâlâ konuşuluyor olmasının ne kadar düşündürücü olduğunu gözler önüne seriyor. Her şeye rağmen, bu tartışmalar kesinlikle hayati; fakat çözümler, daha derin ve köklü olmalıdır. Gerçek sorunlar üzerinde durmadan, yüzeysel yaklaşımlarla bir yere varılamayacağı da anlaşılmalıdır.

[ad_2]

Bu haber yapay zeka ile kara mizah bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.

Kaynak: https://www.ntv.com.tr/turkiye/ozgur-ozelden-bahcelinin-ocalan-aciklamasina-yanitbu-ulkede-terorun-bitmesine-tam-destek-verecegiz,X2GvDJjFIkaQoSXz_fGuAg