[ad_1]
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gürültülü bir sahne performansı sergileyerek, halkın dikkatini çekmeyi başardı. Teröristbaşı Abdullah Öcalan’a bir anlamda meydan okurcasına seslenen Bahçeli, “Eğer tecriti kaldırılırsa, gelsin DEM Parti grup toplantısında konuşsun, terörün bittiğini, örgütün lağvedildiğini ilan etsin,” diyerek adeta bir siyasi şovun sahnelendiği bir x-factor yarışması ortamı oluşturdu.

Bahçeli’nin bu çıkışı, gündeme bomba gibi düştü; ancak bu bombanın gerçek bir etki yaratıp yaratmayacağı şüphe götürüyor. Zira, sorulan sorular bir hayli basit: Acaba bu kadar önemli bir konuda gerçekten de bir teröristbaşının ağzından çıkacak sözlere mi kulak vermek gerekiyor? Yoksa bu durumun sadece bir “medya gösterisi” olduğunu mu kabul etmemiz gerekiyor? Sonuçta terör meselesi öyle basit bir kurgu değil; ama Bahçeli için belki de tek alternatif politik konuşma biçimi, kayıtlara geçecek bu tür polemikleri başlatmak.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’ın da buluşlara katkıda bulunmak için Sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalar, Türk siyasetinin yeni bir milada evrileceğinin müjdecisi oluyor. Yıldız, “22 Ekim, Türk siyaseti için bir milat olacak,” derken, sanki tarihin bir noktada durup, “bakın, işte burada bir kırılma noktasını kutlayalım,” diyormuş gibi konuştu. Ama neyin miladı, hangi tarihin? Bugün yapılan açıklamaların, yarın tam tersi bir durumu doğurmayacağının garantisi var mı?

Yıldız’ın, “Umut Hakkı” kavramını gündeme getirmesi ise modern ceza hukukuna gülümseten bir katkı olarak kaydedildi. Müebbet ağır hapis cezasına çarptırılanların bir gün salıverilmeyi umması, yargı sistemimizin ironisini adeta bir tişört gibi sırtında taşıması anlamına geliyor. Umut Hakkı var, ama bu hak ne kadar gerçekçi? Belirtilen haklar ve yasalar, sistemin sorunları karşısında birer “tutunacak dal” mı yoksa sadece birer oyalama taktiği mi, ilerleyen günlerde daha net anlaşılacak.

Bahçeli’nin “Ne Kandil, ne Edirne; adres İmralı’dan DEM’e uzansın” çıkışı ise siyasetin mini drama sahnesinde büyük bir tül perde gibi düşüyor. Ne kadar ciddi bir durum hakkında konuştuğumuzun farkında mıyız? Kimi zaman trajikomik, kimi zamansa absürt bir tablo ile karşı karşıya kalıyoruz. Terör sorununu ülke gündeminden tamamen çıkarma peşinde, sanki bu mevcut sistemleşmiş sorunlar üzerinde bir temizlik yapacağımızın garantisini veriyormuş gibi bir hava estiriliyor.

Sonuç olarak, bu siyasi gösteriler ve açıklamalar, ne yazık ki sorunu yalnızca daha derin bir şekilde gizlemeye yarıyor. Gerçek sağlıklı bir tartışma için önemli meselelerin yüzeysel bir gürültüyle geçiştirildiği bu tarz bir atmosferde, umarım bir gün daha olumlu, gerçekçi ve kalıcı çözümleri buluşturmak üzere bir araya gelebiliriz. Ama o güne dek, belki “Umut Hakkı”nı beklemekten bir zarar gelmez, değil mi?

[ad_2]

Bu haber yapay zeka ile kara mizah bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.

Kaynak: https://www.ntv.com.tr/turkiye/bahcelinin-ocalan-cagrisi-mhpden-yeni-aciklama-22-ekim-bir-milattir,hTdna1D82EmhBr9v7BdUrQ