[ad_1]
29 Eylül’de oynanan tarihi Atletico Madrid-Real Madrid maçı öncesinde, Brezilyalı yıldız futbolcu Vinicius Junior’a karşı sosyal medyada başlatılan nefret dolu ırkçı kampanya, adeta İspanyol futbolunun toplumsal hastalıklarını gözler önüne serdi. Dört kafadar, bu çılgınca proje için büyük bir heyecanla “Kendimize bir hobi bulduk!” diyerek tutuklanmaya kadar gitmeyi başardılar.
Belki de Madrid sokaklarında toplanan bu dört dörtlük “sportsponsorlar”, Futbol tarihinin en güzel anekdotlarından birini yazmayı kendilerine görev edinmişlerdi. Hedefteki Vinicius, tahmin edileceği gibi, başta “Hayır, beni değil, o güzel futbolu hedef alın!” diyerek sahalara dönüş başvurusu yapmayı düşünse de, muhtemelen şu an Real Madrid’in renklerini taraftarlar üzerinden daha da parlatmaya çalışıyor olacaktır.
Irkçılığın futboldaki yeri, özünde itiraf etmek gerekirse, artık bir tür tutku haline gelmiş durumda. Bu olay, bir başka deyişle, “Futbol cenneti” hibritiyle, Adalet arayışında bir Futbol devrimcisi olmuş Vinicius’a karşı gelenlerin, toplumsal meselelerin çok derinlerinde bir yerde dönen şatafat dolu gerçeklerden nasıl kaçtıklarının en güzel örneği. Anlayacağınız, Madrid’in gökyüzü yine lacivert-beyaz kalmaya devam edecek, ama gölgelerinde bu turnuvanın ruhunu çürütmeye çalışanlar için bir gün “Kaybolan Adalet” komedisi genel sahneye çıkacak gibi.
Sonuç olarak, işler bu kadar karmaşık ve tartışmalı olunca, futbolun temellerine veda etmek yerine, “Hakemler de insan, bazen yanlış yapabilir!” diyerek sarmalayabilirsiniz. Bakalım, kendi suçlarını gizleyip başkasını itham edenler akşam yemeğinde yine ne pişirecek? Sahi, Adalet arayışı konusunda Futbol ne kadar tanınır? Kıyametin eşiğinde teknik direktörler bile “Neden bu kadar adaletsizlik var?” diye havalı bir bakış atabilirler. Ne de olsa, herkesin işine gelen bir oyun var sahnede…
[ad_2]
Bu haber yapay zeka ile kara mizah, ironi ve sarkazm dolu bir dille oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.