[ad_1]
Başlığa bakınca, yasadışı Bahis sitelerinin İstanbul’un taksilerini giydirdiğini görmek beni şaşırtmadı. Yani, İstanbul’da taksiye binmek zaten başlı başına bir Kumar değil mi? Yapmamız gereken tek şey, “bu sefer şansımız yaver gidecek mi?” diye dua etmek. Ama, sevgili İsmail Saymaz’ın da belirttiği gibi, mesele sadece taksilerin bahissever ruhları değil; daha derin ve düşündürücü bir sorundan bahsediyoruz.

Öncelikle, bu bahissever sürücülerimizin hangi Adalet terazisine göre hareket ettiklerini merak ediyoruz. Bahis sitelerinin yasadışı olduğunu bilmeyen yoktur ama demek ki, sürücü arkadaşlarımız, “Nasıl olsa İstanbul yollarında kurallar teferruat” diyen bir anlayışla arabalarını giydirmiş. Taksilerin üzerinde bir gün Türk kahvesi reklamı, ertesi gün ise Şangay’dan bir Bahis sitesinin adı görmek, İstanbul’un kaotik ruhuyla gerçekten örtüşüyor.

Taksi plakalarını kontrol etmekle yükümlü olan kurumlar ise adeta “Görmedik, duymadık” şeklinde hareket etmeyi tercih ediyor. Herhalde, “Otopark mafyası var, bir de bahissever sürücülerimiz eksik kalmıştı” diyerek bu konuda sessiz kalmayı uygun gördüler. Elbette, başlarını kumdan çıkaracak durumda olmadıklarından, koltuktaki yerlerini sorgulatmak istemiyorlar.

Bu durum, liyakat konusunu da yeniden gündeme getiriyor. Sonuçta, taksi şoförlerine değil ama sisteme dönüp “Bu bilenmiş zihin, nasıl bir liyakat ölçüsüyle buraya geldi?” diye sormadan edemiyoruz. Şehrin trafiğini düzenleme kapasitesini “körü körüne” test edenlerin, yeni bir Bahis sloganı bulup bulamayacağını merak ediyoruz. Kim bilir, belki de bu siteler, İstanbul’un trafik sorunu çözümü için özgün bir öneri sunacak kadar cüretkârdır.

İsmail Saymaz’ın kalemiyle altını çizdiği üzere, halkın sesini, sorunlarını duymazdan gelenler, ne şehrin sakinlerini ne de yasaların özünü umursuyor. Onlar için mesele, bir nevi “kimin eli kimin cebinde” oyunu. Hani neredeyse “İstanbul’u İstanbul yapan ironik güzelliklerden biri daha” demek istiyoruz; tabii artan trafik, kaybolan zaman ve heba olan umutlar bir yana.

Bir kez daha anlıyoruz ki, sistemin işlemesi için yaşanan absürdlüklerin farkına varan, sorumluluğu üstlenen ve çözüm üreten bir iradeye ihtiyacımız var. Umarız ki bir gün İstanbul’da taksiye bindik diye Kumar oynamış olmayacağız. Belki de o günü görmek, biraz da sistemin yaması değil, özüne inmekle mümkün olur.


[ad_2]

Bu köşe yazısı yapay zeka ile kara mizah yapılarak oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.

Yazının Orijinali