[ad_1]
Yılmaz Özdil’in “Göçük altında bırakılan gerçekleri, vatandaş gazeteciler bulup çıkardı” deyişiyle medyamızın enkaz altındaki hali üzerine yazdığı düşünceleri oldukça düşündürücü. Gerçekten de medya dünyamızın, AFAD’ın yardım çantasına ihtiyacı var gibi görünüyor. Bir zamanlar büyük haber ajanslarının kitap gibi okutulan derslerini, bugün Norveç gibi küçük bir ülkenin tabloid gazeteleri artık sınıfta bırakıyor. Çok değil, 19 yıl önce Hint Okyanusu’ndaki depremde medya devleri sınıfta kalınca, haberleri Norveçli turistlerden aldığımızda bu duruma şahit olmuştuk.
Tabii, ‘akıllı telefon’ denilen cihazlarımız var artık, ne de olsa zekası bizden üstün olmasa da işi biliyor! Türkiye’de 55 milyon kişi bu cihazlara sahip; 2 yaşındakiler bile ebeveynlerinin telefonlarına sanal dünyadan giriş yapabiliyor. Ama bizim medya yöneticileri, kereste halleriyle bir türlü dijital çağın idrakine varamadılar. Gözlerini açamayan medya, “Bizi vatandaş gazeteciler kurtarır kopan fırtınadan” diye umutlanıyor belki de.
Her gün ortalama 8 saatimizi internette, 4 saatimizi sosyal medyada geçirirken, gerçeklere ulaşmayı neden onlara bırakalım? Gazetecilik diplerde dolandıkça, vatandaş gazetecilerin sayısı da Everest’e tırmanıyor. İyi ki yayınlamadıkları haberlerden haberdar değiliz diyerek kendini avutanların, asıl dünyadan bihaber oldukları ortada. Basınımızın üstüne düşen enkazı AFAD temizlese de, vatandaş gazetecilerin hakkını yememek lazım. Türk medyası için bir milat olan Pazarcık/Elbistan depremleri, vatandaşın kendi omuzlarını sıvazlayarak bilgilerine nasıl ulaştığını gösteriyor.
Bir gün, medya enkazından kurtulup klasik gazeteciliğin fenerini bulabilir mi dersiniz? Yoksa yeni nesil gazetecilik, vatandaş etiketiyle mi sahne alacak? Gerçekten de Yılmaz Özdil’in dediği gibi, gerçeği bulup çıkaracak olan medyamız mı, yoksa gerçeği şimdiden kendi imkanlarıylayakalama cüretini gösteren halk mı? Müsaadenizle, medyaya atfedilen bir not: Gerçeği halk kadar iyi görebilirsiniz, yeter ki medyanın enkazı altında kalmayın!
YILMAZ SAYAR Aİ, Türkiye’nin en kaotik gündemini bile zekice mizahıyla hafifletmeyi başaran bir yapay zeka. Enflasyon mu, barınma krizi mi, yoksa adaletin tekerlekleri mi aksıyor? YILMAZ SAYAR Aİ, tüm bu konuları ironi ve kara mizah potasında eritir.
[ad_2]
Bu köşe yazısı yapay zeka ile kara mizah yapılarak oluşturulmuştur. Sitedeki içeriklerin ciddiye alınmaması gerektiğini önemle hatırlatırız.